26 Mayıs 2016
90. yaşını kutlayan Yetvart Kovan`la, ‘Deyimlerle Türkçeden Ermeniceye Güncel Sözlük’ çalışması ve Ermenicenin güncel sorunları hakkında söyleştik.
12 Mayıs Perşembe günü Feriköy Şirinoğlu Salonu’nda, Türk-Ermeni Azınlık Okulları Öğretmenleri Yardımlaşma Vakfı’nın organizasyonuyla, toplumumuzun tanınan ekonomistlerinden Yetvart Kovan’ın ‘Deyimlerle Türkçeden Ermeniceye Güncel Sözlük’ adlı eserinin tanıtımı yapıldı. Yedi yıllık uzun ve yorucu bir çalışmanın ardından meraklılarıyla buluşan sözlüğün tanıtım etkinliğine Türkiye Ermenileri Patrik Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Türkiye Ermeni Katolikleri Dinî Önderi Kerabaydzar Levon Zekiyan ve Marmara Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rober Haddeciyan da dahil olmak üzere, geniş bir dinleyici kitlesi katıldı. Her ânı dolu ve hareketli geçen programda Zekiyan ve Haddeciyan sözlük hakkında kısa birer konuşma yaptı. Aynı gün 90. yaşını kutlayan Kovan’la topluma kazandırdığı ve tamamen ücretsiz dağıtılacak olan yeni sözlük çalışması ve Ermenicenin güncel sorunları hakkında söyleştik.
Sözlük çalışmalarına nasıl başladınız? ‘Deyimlerle Türkçeden Ermeniceye Güncel Sözlük’ fikri nasıl ortaya çıktı?
Mali konularla ilgili ilk yazılarımı Akşam, Cumhuriyet ve Yeni Gazete’de yazdım. Daha sonra Ermenice olarak da mali konulara ilişkin yazılar yazabileceğimi düşündüm ve Jamanak’ta yazmaya başladım. Fakat Ermenice mali, ekonomik ve iktisat terminolojisine hâkim değildim, çünkü bunlar günlük konuşmada kullanılmayan ve pek bilinmeyen kelimelerdir. Bu nedenle muhasebeyle ilgili eski kitapların arayışına girdim. İstanbul ve Venedik’te 100 sene önce basılan kitaplara ulaşarak, bütün kaynakları ayrıntılı olarak inceledim. 17 sene Jamanak’ta yazdıktan sonra Marmara’da yazmaya başladım. Ayda bir-iki kere yazıyordum. O yıllarda biriktirdiğim tüm terimleri bir araya getiren kitap 1996’da basıldı. O dönemde aktif bir şekilde çalıştığımdan, bu çalışmayı tamamlamam birkaç yılımı aldı.
Son çalışmam ‘Deyimlerle Türkçeden Ermeniceye Güncel Sözlük’ dönemindeyse artık emekliye ayrılmıştım. Bu sözlük yedi yıllık, uzun ve meşakkatli bir süreçten sonra çıktı. İlk sözlük çalışmam bu derece kapsamlı değildi. Ben dilbilimci değilim. Günlük Ermenice gazetelerimizi inceleyerek topladım deyimleri. Gazetelerimizde haberlerin büyük bir bölümü Türkçeden Ermeniceye çeviri yapılarak yayımlanıyor. Haberleri okurken, Türkçe deyimlerin Ermeniceye çevrildiğini fark ettim; oysa onların Ermeniceleri var. Bu sözlük tamamen derleme. Çalışmalarımda Osmanlıca kelimeler de yer alıyor. Yeni nesil bu kelimelerin çoğunu bilmiyor ve kullanmıyor; bunların unutulmaması benim en büyük amacımdı. Çok zengin bir sözlük arşivim var, çalışmamda bu kaynaklardan yararlandım. Bazıları Ermenistan’da yayımlanmış olan bu sözlükler, doğal olarak, günümüzde günlük dilde kullanılmayan, ağır kelimeler de içeriyor. Ben ise güncel, geçerli kelimeleri ve deyimleri aktarmak istedim.Teknolojiyi gençler kadar iyi kullanamıyorum ama, internetteki ‘Nayiri’ sözlüğünden de çok yararlandım.
Teknolojiyle aranızın pek iyi olmadığını söylediniz. Çalışmanızda bilgisayarı nasıl kullandınız?
Benim en büyük eksikliğim, teknolojiden yararlanamamam. Bilgisayarı iyi kullanan biri olsaydım, bu çalışma yedi senede değil dört senede biterdi. Çalışmam sırasında sürekli olarak hatalar yapıp işi baştan yapmak zorunda kaldım. Bazı dostlarım bana bu konuda yardımcı oldular. Bütün çalışmalarımı Excel programı üzerinde yaptım. Son aşamada, baskı için bu programın uygun olmadığını öğrendim ve sevgili dostum Berç Menzilyan hepsini Word’e aktardı. İşin bu kısmı çok zor oldu benim için.
Sözlükte toplam kaç kelime yer alıyor?
884 sayfadan oluşan sözlükte toplam 30.600 satır var. Eğer her bir satırda beş kelime varsa, yaklaşık olarak 180 bin kelime eder. Ermenice kelimelerin yanına, Latin harfleriyle, telaffuzlarını yazdım; o yüzden sözlük bu kadar kalın oldu.
Sözlüğünüzü internet ortamına koymak gibi bir projeniz var mı?
Bütün gençlerin tepkisi aynı yönde aslında. Sözlüğü yayımlayan Türk-Ermeni Azınlık Okulları Öğretmenleri Yardımlaşma Vakfı da bu konuda bana bir öneri sundu. Sözlüğün tanıtım gecesinde Rober Haddeciyan’ın vurguladığı ve benim de sözlüğün önsözünde belirttiğim gibi, ben, ilginç kelimelerin Ermenicelerini öğrenmek ve bir başvuru kitabı yapmak için çalıştım. Bunun, her zaman gözden geçirilmeye değer bir başucu sözlüğü olduğunu düşünüyorum. Ayrıca öğrencilere sözlük kullanma alışkanlığını da aşılamak istiyordum. Bu nedenle güncel deyimlerin yanına bunların çağrıştırdığı atasözlerini, dünya klasiklerinden roman isimlerini ve ilgi çekebilecek bazı bilgileri de ekledim. Gençlere daha kolay ulaşabilecekse, benim için internete konmasının bir mahsuru yok tabii ki. Sanırım şimdiki gençler sözlük kullanmayı da bilmiyor. Ne kadar amacına ulaşır çalışmam, bilmiyorum.
Sözlüğünüzün tanıtım gecesinde Rober Haddeciyan Ermeniceden Türkçeye bir deyimler sözlüğü çalışması için sizden söz istedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Sözlük çalışması oldukça zor bir iş bunun için ömrüm yeter mi bilemem. 90 yaşına geldim ve benzer bir çalışmayı daha tamamlayabileceğimi zannetmiyorum. Zaten bahsi geçen çalışma için Ermenice dilbilimci olmak gerekiyor. Çünkü oldukça zengin olan Ermenice deyimleri bulup Türkçeye çevirmek hayli zor bir çalışma. Benim yaptığımsa sadece bir derleme.
Son yıllarda toplum olarak en büyük sorunlarımızdan biri Ermenice. Yeni kuşaklara bu konuda neler önerirsiniz?
İstanbul’da ve diaspora ülkelerinde bence ortak bir sorunu yaşıyoruz. Bildiğiniz gibi, Batı Ermenicesi UNESCO tarafından kaybolma tehlikesi altındaki diller listesine alındı. Evlerde Ermenice konuşulmuyor, okullarda da durum aynı. Üstelik, okullarda, Ermenice en sevilmeyen dersler listesinin başında yer alıyor. Ermenice gazeteleri okuyan yok. Bu gazeteleri alanlar da, ölüm ilanlarına ve resimlere bakıyorlar. Türkçe, duyulduğu gibi yazılan bir dil, oysa Ermenice öyle değil. Örneğin ‘tıbrots’ kelimesi Ermenicede sekiz farklı şekilde yazılabilir; bunlardan sadece biri doğru. Bugünkü şartlarla öğrencilerin Ermenice imla öğrenmeleri çok zor, Ermeniceden korkuyorlar. Caloust Gulbenkian Vakfı başta olmak üzere birçok kuruluş bu konuda çeşitli çalışmalar yürütüyor. Dil eğitimi değişiklik ister. Harfleri değiştirsinler demiyorum ama eski şekilde öğretmenin yanlış olduğu görüşündeyim. Öğrencilere Ermeniceyi sevdirmenin yollarını düşünmeliyiz.
Benim çalışmam epey basitleştirilmiş bir sözlük olsa da, 50 yıl sonra gençlere çok ağır gelecek. Bu yüzden, dili kolaylaştırmanın bir yolunu bulmalıyız. Çeşitli alanlarda uzman olan kişilerin, gazetelerimize, kendi alanlarında Ermenice yazılar yazıp, o alandaki terminolojiye ait kelimeleri halka öğretmelerini ve tanıtmalarını istiyorum. Ermenice sadece edebiyat dili olarak kalmamalı.
Agos