09 Mayıs 2016
Azerbaycan Kültür Bakanlığının içinde bulunduğumuz günlerde yaptığı duyurudan, bu devletin sadece kültürü değil aynı zamanda UNESCO gibi misyonu milletleri birleştirmek ve bir çatı altında toplamak olan bir kurumu da politize etme ve çatışma sahnesine dönüştürme gayretinde olduğu anlaşılmaktadır.
Ermenistan Kültür Bakanı Hasmik Poğosyan’ın konuya ilişkin duyurusunda şunlar kaydedilmekte:
«Azerbaycanlı yetkililerin marazi rekabete girme denemeleri halkların kültürler arası diyaloğuna katkıda bulunmamakta, bölgemizde zaten gerilimli olan durumu daha da tahrik etmektedir.
Ermeni halkı bunu komşu ülke kültürleriyle zenginleştirerek ve kendisi de diğerlerini zenginlerştirerek kendi özgün ifadeleriyle, ancak asla herhangi bir kültüre yönelik ihlalde bulunmayarak zengin bir kültür yaratmıştır. İşte yüz yıldan daha az bir tarihi olan komşu devlet, asırlara uzanan kültüre sahip halkların geleneklerini, tarih, kültürel miras ve kazanımlarını kendine mal etme gayretindedir. Bu uluslararası kuruluşarda Azerbaycan tarafından benmsenen politika ve teşebbüs edilen adımlara da ilişkindir.
Bu Ermenistan tarafından UNESCO’nun Maddi Olmayan Kültürel Miras Listesine kayıt amacıyla sunulan başvuruların onaylanması sonrasında Azerbaycan’ın ‘yanıt’ adımlarda bulunduğu ilk vaka değildir. Şöyle ki, biz lavaşı sunduk, kendileri aniden, lavaşın kendi ulusal ekmekleri olduğunu ‘keşfettiler’, iki yıl sonra kendi başvurularını yaptılar. Aynısı Koçari halk dansında da gerçekleşti. Ve genel olarak her zerrede kendileri kendi ‘köken ve kimliklerini’ arayarak münazaraya dönüştürmekteler.
Ermeni halkı bu konuda esaslı düşüncelere, gözlem ve tarihi delillere sahiptir. Ancak biz hiç te komşu halkların değerleri hesabına kendini kanıtlama amacı güden bir süreç etrafında yoğunlaşma düşüncesinde değiliz, ki bu türünde ne yeni ne de verimlidir.
Şimdi Bakü yönetimi, dolma yemek türünü hazırlama geleneklerini güya «tüm Türk Dünyasına» ait bir unsur olarak UNESCO Maddi Olmayan Kültürel Miras Listesine katarak, bir kez daha asılsız ve mantıksız adım atmaktadır. Kendi kimliğine belli aralıklarla güvenmeyerek ve umudunu başka milletlere bağlayarak, başvuruyu UNESCO’ya sunmadan önce bunun taşıyıcısı ve uygulayıcısı olan diğer tüm halkları da unutmamak gerek. «Türkler» terimi büyük bir etno dil grubunu temsil etmektedir, Kazaklar, Tatarlar, Kırgızlar, Türkler, Türkmenler, Özbekler, Uygurlar vd. milletler bunun içinde yer almaktadır. Dolma bütün bu milletler arasında yaygınlığa sahip olsa bile Arap, Balkan, Slav dünyasını ve en nihayetinde Ermeni geleneklerni de unutmamak gerekir.
Kadim kültür, nadide alfabe, UNESCO listelerinde yer alan binlerce yıllık tarihe sahip Ermeni destanı, haçkar ve duduk ve genel olarak devasa kültürel mirasa sahip ve antik zamanlardan bu yana en farklı yazılı kaynaklarda anılan ülkemiz ve halkımız, yemek türüne yönelik Azerbaycan tarafının tahrik ettiği polemik içine çekilemez.
Komşu ülke kültürün genel olarak medeniyet ve barış adına yaratıldığının bilincinde olmaksızın hemen her şeyi politize etmekte ve tartışma mevzuu yapmaktadır. Barış ise insanlığın en kıymetli değeridir».
News am