20 Nisan 2016
T24 yazarı Aris Nalcı, "Erzurum`da efsanelerde kalan Ermeniler" başlıklı bir yazı kaleme aldı. "Garin bölgesi tarihi boyunca Ermeni krallıklarına ev sahipliği yaptığından çevre köylerde çok fazla yapı olduğu biliniyor." diye yazan Nalcı, diğer kentler gibi Erzurum`da da defineciliğin yaygın olduğunu belirtiyor.
Altın bulup zengin olan ailelerin isimleri bile halk arasında dolaşıyor. Örneğin, zamanında Ermeni kuyumcuların yoğunlukta olduğu Erzurum`un meşhur 1,5 kilometre uzunluğundaki çarşının en zengin kuyumcularından birisi hakkında halk arasında şu hikaye söyleniyor.
"Onlar Ermeni. Zaten bu Ermenilerin imza kampanyasına da imza vermişler. O kampanyaya Erzurum’dan 300 imza çıktı onların hepsi de işte o Ermenilerden. Zamanında gitmişler Ermenistan`da akrabalarını bulmuşlar, onlar da altınların yerini söylemiş. öyle zengin olmuşlar."
Patrikhane kayıtlarına göre 1915`ten önce 1103 Ermeni (144 hane) ve 170 Türk nüfusun yaşadığı Gözköy`de bugün kimse yok. Erzurum havalimanına giden yolun üzerinde bulunan köyün kilisesi de uzun süre definecilerin hedefinde bulunmuş. Daha sonra yazlık site yapmak üzere tüm binaları tek tek satın alan TOKİ, köydeki evleri yıkmış, şuanda köyde hiçbir eski bina bulunmuyor. Bu süreç esnasında Surp Minas Kilisesi`nin etrafını da delik deşik edilmiş.
Yüzlerce delikle köstebek yuvasına dönen kilisenin içi ve çevresi bugün artık Anıtlar Kurulu tarafından alınan bir kararla kısmen korunuyor. Camlarına tuğla örülmeye çalışılmış ama kapısı hala açık. Khoran`daki (mihrab) Aziz resim kısmen hala görüldüğüne rağmen koruma önlemleri alınmazsa ise kısa sürede yok olacak. Yazlık sitesinin erken inşaatini isteyen yerel halk da kilisenin yıkılamadığı nedeniyle inşaatların kısmen durmasından duyduğu kızgınlığı her fırsatta kiliseden çıkarıyor.
Yazar, "Sevan Nışanyan`ın haritasından öğrendiğimize göre Bu rotadaki köylerden biri de `Tsithoğ` (tahminimce zeytinlik anlamında kullanılmış) köylüler Tsithoğug diyor. Erzurum`da köy isimlerini değiştirme mazisi henüz çok yeni. Köylülerin dediğine göre 6-7 yıl. Kimsenin köylerin eski isimlerini kullanmaktan çekindiği de yok, rahatsız olduğu da. Ben Yolgeçti`yi sordukça onlar Tsithoğug`u anlatıyor. Köyü gezerken eski, tek katlı bir Ermeni yapısına rastlıyoruz. Reymond Kevorkian`ın Ermeniler kitabındaki köy okulu ile tıpatıp benziyor. Tek değişen demir doğrama pencereler ve kapılar." şeklinde anatıyor.
Binadan çıkıp Nalcı`yı karşılayan adam, oranın gerçekten eski bir Ermeni okulu olduğunu doğrulayarak , etraftaki köylerin yüzde 80 - 90`ı Ermenilerden kalma olduğunu dile getiriyor. Ustelik yerel köylerin hepsinin isimlerinin Ermenice olduğunu vedaha yeni yeni değiştirildiğini anlatıyor.
Erzurum`un Ermeni köylerinden biri de Mudurga (Çayırtepe), köylüler ise Müdürge olarak kullanıyorlar. Bu köyde Surp Kevork Manastırı, Surp Agop ve Surp Sırpots Nahadagats (şehitler kilisesi) olduğu biliniyor. Fakat bu kiliselerden sadece taşları kalmış, onlar da köy evlerinde kullanılıyor.
Ermenice adı Hovvi Gamurç (çoban köprüsü) olan Köprü , bugün bir Alevi köyü. Yerliler, buradaki Meryemana Kilisesi`nin bugün bir Alevi dedenin mezarının bulunduğu tepe olduğunu söylüyor. Kiliseden artık herhangi bir kalıntı kalmamış, fakat adak yeri olarak kullanılan bu tepeyi köyde herkse Meryem Ana tepesi olarak biliyor.
Erzurum`un en geniş Ermeni yerleşim yerlerinden biri de Muş yakınında bulunan Hınıs. Buradaki Ermeni köylerinde ayakta kalabilenlerin sayısı çok az. Bu köylerden biri Arus köyü ( Yolüstü). Köyün en eskilerden olan ve köyün Ermeni geçmişini iyi bilen Mustafa amca, köyün adının buradaki Ermeni gelinden geldiğini anlatıyor. Başkalarının çekinerek yerini göstermek istemediği Surp Sarkis Kilisesi`nin kalanlarını, dağa oyulmuş kaya içi adak yerlerini, Ermenilerden kalan evleri gösteriyor. çoğu delik deşik olmuş bu evler Ermeni mezarlığına bakıyor. Yol kenarında bulunan mezarlıktan ise tek bir iz bile kalmamıç.
Ermeni Haber