14 Mart 2016
Geçtiğimiz günlerde sitesini baştan aşağı yenileyerek online satışa da imkân sağlayan Aras Yayıncılık, baharı üç yeni kitapla karşıladı. Çok genç yaşta hayata veda eden, Ermenice çağdaş şiirin en önemli isimlerinden Garbis Cancikyan, Ermenice basın ve edebiyatın ustası Rupen Maşoyan’ın hazırladığı ‘Garbis Cancikyan’i Hedkerov’ (Garbis Cancikyan’dan İzler) kitabının yeni baskısı ve bu kitabın geliştirilmiş Türkçe basımı olan ‘Şu Ömrümün Şubat’ı ile yeniden okurlarla buluştu. Aras Yayıncılık aynı zamanda Arjantinli yazar Ana Arzoumanian’ın katliamlara uğramış ve yeniden hayata tutunma çabası içindeki halkları ele aldığı ‘İnsan Deposu: Kitlesel Şiddet Halklara Ne Yapar?’ kitabını da yayımladı.
Genç yaşta ölenlerin hayattan alacağı vardır. Genç yaşta ölen şairlerin yarım kalan şarkıları… Aras Yayıncılık, ‘Şu Ömrümün Şubat’ı’ kitabı ile henüz 26 yaşındayken hayata veda eden Garbis Cancikyan’a adeta hayat borcu ödüyor. Rupen Maşoyan’ın derleyip yayına hazırladığı kitap, Garbis Cancikyan’ın doğup yaşadığı semt olan Samatya’da bulunan Sahakyan Okulu’ndan Yetişenler Derneği tarafından Garbis Cancikyan’i Hedkerov’ (Garbis Cancikyan’dan İzler) başlığıyla 1990’da İstanbul’da basılmıştı. İşte gerek bu kitabın Ermenicesi, gerekse genişletilmiş, yeniden gözden geçirilmiş Türkçe basımı olan ‘Şu Ömrümün Şubat’ı’ şaire yeniden hayat veriyor.
Şairin “Kapatacağım/damarlarımın/duyan düşünen/bütün kapılarını/Pıhtılaşsın diye/alev rengi kanım/gül misali/Günler yaraladı kalbimi...” dediği anımsanırsa, onun için yeniden hayata gelmenin ne anlama geldiği daha iyi anlaşılır.
Özverili günlerin mirası
Rupen Maşoyan o dönem büyük zorluklara çıkarılabilen derlemenin içeriğine ve amaçlarına dair şu bilgileri paylaşmış: “Cancikyan’ın kısacık hayatında kaleme aldığı şiirleri, denemeleri, hatıraları, neredeyse bütünüyle bu kitapta toplamış bulunuyoruz. Kitapta aynı zamanda, 17 Mart 1989’da Mıkhitaryan Okulu’ndan Yetişenler Derneği’nde yapılan bir sunuma, Cancikyan hakkındaki görüşlere, çağdaşı yazarlar tarafından dile getirilenlere yer verilmiştir. Okurun da göreceği gibi Cancikyan, farklı edebi yollardan geçmiş, farklı dönemler yaşamış ve gelip bir yere varmıştır: Orada, gerçekçi bir şair olarak yeni şiirin kurucusu Cancikyan’ın kusursuz timsali boy gösterir. İşte, Cancikyan’ın hayat teli burada kopar, liri susar, her şey yarıda kalır. Dolayısıyla, Cancikyan’ın edebiyat tarihimizdeki sahici yerini tespit etmek zordur. Umarız bu kitap, Cancikyan’ı geniş anlamda, bütün veçheleriyle tanımaya ve kendisini edebiyat tarihimizde layık olduğu yere yerleştirmeye yardımcı olur.”
Hayata sesleniş
Sıradan insanın hayatını şiirleştiren, sade dili, cesur biçim denemeleri ile dikkat çeken Cancikyan, kendisini besleyen farklı akımları şiir dünyasına yansıttı. Ohannes Şaşkal’ın enfes çevirisi ve Rober Koptaş’ın özenli editörlüğüyle Türkçede hayat bulan şair; bütün şiirleri, düzyazı örnekleri ve tanıkların gözüyle bizimle. 1946’da hayatını kaybeden Cancikyan’ın son isteği, Ermenicenin en büyük şairlerinden Misak Medzarents’in yanına gömülmekti. Bugün tam da arzusuna uygun olarak esin kaynağının yanında yer alan Cancikyan, hayata ve insana seslenmeye devam ediyor. Yeter ki dinlemişini bilin…
İnsan Deposu
İnsan Deposu
Her dem genç bir şair
Garbis Cancikyan, 6 Ocak 1920’de Samatya’da doğdu. İlköğrenimini semtin Sahakyan-Nunyan Okulu’nda aldı, ardından 1934’te Getronagan Lisesi’ne girdi. Bir yıl sonra, 1935’te Getronagan’ı bırakmak zorunda kaldı ve bir ticarethanede çalışmaya başladı. Geçen günlerin kendisini okul çağından biraz daha uzaklaştırdığını fark ettiğinde, 1937’de, bu kez İtalyan Lisesi’ne girdi. 1939’da tekrar Getronagan’a dönüş yaptı. Yakalandığı verem hastalığı, 1943’te, daha lise dönemini tamamlayamadan, onu kesin olarak okuldan uzaklaştırdı. 26 Şubat 1946’da, Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nde, yirmi altı yaşında hayatını kaybetti.
İlk şiiri ‘Ore Or’ (Günden Güne), Pakarat Tevyan’ın ‘Badger’ (Resim) dergisinde Araksi Soğomon mahlasıyla yayımlandı (1939). Daha sonra ‘Yerçanik’te (Mutlu), Avedis Aliksanyan’ın ‘Badger’lerinde ve aynı zamanda ‘Nor Or’ (Yeni Gün) ve ‘Jamanak’ (Zaman) günlük gazetelerinde eserleri basıldı. Ölümünün ardından, bazı yayımlanmamış şiirleri, ‘Aysor’ (Bugün), ‘Carakayt’ (Işın) ve ‘Jamanak’ın sayfalarında okurla buluştu. Gün yüzü görmüş bu işlerinden başka, yayımlanmamış birtakım Türkçe ve Ermenice ürünler de bırakmıştır bize; bir de, öğrencilik günlerinde yayımladığı ‘Araks’ adında, hamur baskı bir dergi…
HAYGAZUN KALUSTYAN
Katliamlardan sağ kurtulanlara dair…
Aras Yayıncılık’tan çıkan Arjantinli yazar Ana Arzoumanian’ın ‘İnsan Deposu: Kitlesel Şiddet Halklara Ne Yapar?’ kitabı, geçmişten günümüze soykırım ve katliamlara uğrayan ve kimliklerini yaşatma mücadelesine girişen halkların deneyimlerine yoğunlaşıyor. Bülent Kale’nin İspanyolcadan çevirdiği, editörlüğünü Lora Sarı’nın üstlendiği kitap, Ermeni Sokırımı’ndan Yahudi Holokostu’na, oradan Boşnaklara, Diasporalara, yok olmuş vatana ve yerinden yurdundan edilen mültecilere ulaşarak, evrensel bir dramın labirentinde insanların aradığı çıkış yollarını gösteriyor. Yargı ve sonuçlardan ziyade sorulara odaklaşan yazar, okura da bu hep güncel, en ağır ve herkesi bir gün kapsayabilecek ortak kadere ilişkin yorum alanı bırakıyor.
Agos