26 Şubat 2016
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi mimarları üzerine hazırladığı bir kitabın içeriği ve başlığı tartışmalara neden oluyor. Dört ciltlik ‘Türk Mimarisinde İz Bırakanlar’ başlıklı derlemede, bahsedilen dönemde eserler vermiş 85 mimar, 95 farklı yazarın kaleminden anlatılıyor.
Tartışmalı meseleleri kitabın yayın kurulu üyeleriyle konuştuk. İrvin Cemil Schick, hazırlanan mimarlar listesinden ve başlıklardan şikâyetçi. Schick, ilk listeyle ilgili “Balyanlar dışında gayrımüslim mimar yoktu”, başlık içinse “Türkiye mimarisi dememiz lazımdı, bunun hepsi Türk değil” diyor.
‘Karar bizim’
Aynı zamanda projenin yayın yönetmenliğini de yapan, bakanlığın Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanı Mehmet Latif Çiçek ise meselelerin kamuoyuna yansımasına tepkili. Polemiğe dönüşebilecek bazı noktalara değinmek istemediğini söylese de diğer tartışmalara açıklık getirmek için, “Biz bu coğrafyaya bin sene önce geldik. Bazı tarihçiler diyor ki kılıçla geldik. Hayır efendim, var olan uygarlığa atalarımız katkı sağladılar. Yeni bir uygarlık yerleştirdiler. Bu coğrafyayı vatan yapan mimarlara vefa borcumuzu ödemek için bu projeyi ben başlattım” diyor. Başlıkla ilgiliyse “Bu coğrafyayı adlandıran millet Türk’tür, üst başlık Türk`tür... Bu anayasada yerini bulmuş bir başlıktır. İşveren biziz, bastıran biziz, kararı da biz veririz” diye konuşuyor. ‘Türk Mimarisinde İz Bırakanlar’ adlı kitabın alt başlığı ‘Türk Mimarisinde Abide Şahsiyetler’…
O dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin de katılımıyla İstanbul’da sessiz sedasız tanıtılan kitabın basımı yeni değil, aslında aylar öncesine, 2015’in Ekim ayına dayanıyor. Hızlı bir taramayla büyük medya pek yer bulamadığını gördüğümüz tanıtımda Eski Bakan Güllüce, “Yaşadığımız topraklara ve bu toprak üzerinde süregelen imar ve inşa faaliyetlerine katkıda bulunanlara duyduğumuz bir vefanın ifadesi olarak harmanladığımız bu kitaplar, inanıyoruz ki alanında oluşan büyük bir boşluğu dolduracaktır" diye konuşmuş.
Kitabın ‘tekrar’ gündeme gelmesiyse yayın kurulu üyesi İrvin Cemil Schick’in T-24 internet sitesinde, eserin yayına hazırlanış sürecinde ve sonrasında yaşanan sorunları kaleme aldığı yazısından sonra oldu.
Schick şunları yazıyor: “Hazırlanan listede gayr-i Müslim ve/veya yabancı mimar ve planlamacı neredeyse yoktu. Ben en başından buna itiraz ettim. Türkiye’nin ve özellikle İstanbul ile Ankara gibi büyük şehirlerin mimari dokusunun sadece Müslüman Türk mimarların eseri olmadığını, bu mimarinin bir sentez olduğunu, Ermeni, Rum, Levanten, hatta İtalyan, Avusturyalı, Alman mimarlar bu kitapta yer almazsa eksik kalacağını belirttim. Lâtif Bey’in cevabını hiç unutamıyorum. ‘Eğer konusu Türk mimarlar olmayacaksa bu bakanlık neden bu kitabı yayınlasın”. Schick bu toplantıdan sonra yayın kurulundan ayrıldığını bildirmiş.
Yayın kurulu üyeleri Cihan Aktaş ve Ömer Yılmaz tartışmaya dâhil olmak istemediler. Ebru Erdönmez ise, “Organizasyon açısından sorunlar oldu. Çok kısa sürede kotarıldı bu iş. Kitabın kapsamı nasıl olmalıydı, bu tür tartışmalar tabii ki yapılabilir. Kendi aramızda tartıştık, İrvin Bey başlık konusunu da gündeme getirmişti. Ben kapsayıcı bir başlık olduğunu düşünüyorum. Türk mimarisi nedir, bu bize nasıl bir yol gösterir gibi bir yaklaşımla bir derleme yapabilir miyiz diye çalıştık. Türkiye mimarisi de olabilirdi ama `iz bırakanlar` olduğu için Türk mimarisinin daha kapsayıcı olduğuna karar verdik. Kitabın kapsamadığı, kapsayamadığı birçok şey var. Eksikler muhakkak olacak, elbette tartışmalar da olacaktır. Bundan sonrası da gelecek. Bu başlangıç olacak. Bu yayının devamlılığını öngörüyoruz. Bu tartışmaları başlatabilmek de değerli” dedi.
Prestij amaçlı
İrvin Schick, daha sonra bakanlığın Türkiye’deki mimarinin çokkültürlü, çokuluslu niteliğinin kitabın önemli bir boyutu olmasına karar verdiğinin kendisine iletildiğini ve ayrıca bu kitabın, bakanlık tarafından bir anlamda propaganda amaçlı da kullanılacağı için, sadece Müslüman değil, diğer mimarların da içerikte olmasının olumlu olacağının düşünüldüğünü söylüyor. Schick, “Tek bildiğim beni aradılar ‘Sizin istediğiniz gibi olacak’ dediler. İstanbul`da Ankara`da birtakım Avrupalı planlamacılar vardı, bunlar içerikte yoktu. İstanbul`da bir sürü Rum mimar olması gerekirdi, çünkü bütün Beyoğlu Rum mimarların eseri, onlar yoktu. Liste bu sürecin sonunda neredeyse ikiye katlandı. Liste 55 kişiydi 95`e falan çıktı” diye konuştu.
Telif, dağıtım gibi yaşanan bazı başka sorunlarla birlikte nihayetinde kitap yayına hazırlanmış. Aynı zamanda projenin genel yayın yönetmeni olan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanı Mehmet Latif Çiçek, tamamen bakanlık kaynakları kullanılarak, sınırlı sayıda bin adet prestij baskı yapıldığını söylüyor. Eserin tüm içeriğinin İngilizceye tercümesi de tamamlandıktan sonra dijital ortamda yerli ve yabancı araştırmacıların dikkatine sunulacakmış. Bin adet basılan dört ciltlik takım İrvin Schick, konuyla ilgili yazıyı yazana kadar yayın kurulu üyelerine henüz ulaştırılmamıştı. Schick, kitapların söz konusu yazıdan sonra bir şekilde kendisine ulaştırıldığını söyledi. Latif Çiçek’e bu durumu ve kitabın kimlere dağıtıldığını sorduğumda, “Ücretli satılan bir şey değil bu, ticari değil. Bir liste oluşturduk, protokole dağıttık. Sınırlı sayıda basıldı, çünkü İngilizce tercümesini halledip elektronik kütüphaneye yükleyeceğiz, herkes istifade edecek. Bin tane basıldı, prestij amaçlı... Kamu kuruluşlarına, bakanlıklara, müsteşarlıklara...” diyor. Ancak dağıtım için belirlenen protokol listesindeki bazı kişilerin esere gereken değeri vermediği anlaşılıyor, zira ‘nadirkitap.com’ adresinde kitabın ilk iki cildi 175 TL’ye, kargo ücretsiz olarak satışta…
Agos