14 Ocak 2016
HDP, Dink cinayetiyle ilgili meclis araştırması açılmasını istedi. Araştırma önergesinde, “Hrant Dink’in öldürülmesinden sonraki süreçte adaletin tesisinde yaşanan sorunlar Türkiye toplumunun vicdanında derin bir yara açmıştır” denildi.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve İstanbul Milletvekili Garo Paylan imzasıyla TBMM Başkanlığına , Meclis araştırması açılması için önerge verildi.
Dink cinayeti davasında soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülemediği için 9 yıldır cinayetin aydınlatılamadığı belirtilen önergede, “Hrant Dink’in cinayetinde rol alan derin ilişkilerin üstüne gidilmemesi, ölümünden önce kendisini hedef gösteren basın yayın kuruluşlarının bu cinayetteki rolü, Hrant Dink’in katledilmesinde ihmal ve kasıtlı uygulamaları olan ve haklarında soruşturma açılan kamu görevlilerinin görevlerine halen devam etmesi ve Hrant Dink’in öldürülmesinden sonraki süreçte adaletin tesisinde yaşanan sorunlar Türkiye toplumunun vicdanında derin bir yara açmıştır” denildi.
Kamu görevlileriyle ilgili iddianame düzenleyen ve soruşturmayı yürüten savcının bu görevden alınması ve cinayet gününe ait Jandarma İstihbarat görevlilerine dair tespitler yapıldığı belirtilen önergede cinayetin gerçekleştiği günden bugüne cinayetle ilgili herhangi adli sonuç alınmaması kabul edilemez olduğu vurgulandı.
Önergede şu ifadelere yer verildi:
“Hrant Dink, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar tekçi, katı ulusçu, ayrımcı ve düşmanlaştırıcı siyasi politikalarının zihinsel arka planına karşın her zaman reddedilen kimliklerin varlığını savunmuş, eşit yurttaşlık düzeyinde hak talep etmiştir.
Hrant Dink vurulduktan sonra, Türkiye’de yaşayan halkların etnik kimlik, inanç farklılığı gözetmeden protesto yürüyüşlerine katılması, Türkiye’de halkların barış özlemini, Hrant Dink’e yapılan suikastı kınayan duyarlılığını ve Hrant Dink’in de vurguladığı eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşama iradesini ortaya koymuştur.
Kamu görevlileri ya terfi etti ya da halen görevde
Hrant Dink, tarihsel gerçekliklerle yüzleşmeyi, mazlumluk siyasetinin eşit yaşam talebine evrilmesi gerektiğini, birlikte ve barış içerisinde yaşamanın önemini anlatmaya çalıştı. Hrant Dink, öldürüldüğü günden bu yana birçok kesim tarafından sahiplenildi. Bu sahiplenme ve adalet çağrısına karşılık Hrant Dink’i öldürenlerle ilgili adaletin tecelli ettirilmesi yerine adaletsizliği derinleştirecek durumlar ortaya çıktı. Deliller yok edildi, etkin soruşturma yürütülmedi, Hrant Dink cinayetinde ihmal ve kasıtlı uygulamaları olan kamu görevlileri ya terfi ettirildi ya da görevlerine devam etti.
Kamu görevlilerinin bütünleşik sorumluluklarını büyük oranda ortaya koyan, iddianameyi düzenleyen ve kamu görevlileri davasını açan savcının 11.01.2016 tarihinde görevden alınması ise Hrant Dink cinayet davasının aydınlatılması yönündeki kaygıları artırmıştır.
Etkin soruşturma yürütülmedi
Derin devletin ideolojik anlayışının güncel uygulaması olarak Hrant Dink’in öldürülmesi, devleti temsil eden resmi görevli kişilerin içinde bulunduğu, tetikçilerin ideolojik aygıtlarla yönetildiği, cinayetin işlenmesinde aracıların bulunduğu planlı bir suikasti açıkça göstermektedir. Hrant Dink katledildikten sonra gerek adli gerek idari makamlar soruşturmaları sonuç alıcı ve etkin bir şekilde yürütmemiştir.
Gelinen nihai aşamada, Hrant Dink katledilmeden hemen önce Hrant Dink’in oturduğu binaya Trabzon Jandarma İstihbaratında görevli iki kişinin girdiği ve jandarmaya ait telefonların sinyallerinin de bu muhitten alındığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra Trabzon Jandarma İstihbarat görevlilerini İstanbul’da karşılayanın da Yüzbaşı M.D. olduğu tespit edilmiştir. Tüm tekil ve genel gerçeklikleri açıkta olan bu Böylesi ilişkileri içinde barındıran bir cinayetle ilgili örgütlü suçu açığa çıkaracak şekilde işletilmeyen süreç, cinayette dahli bulunan devlet yetkililerin açığa çıkarılmaması, derin devlet bağlantılarının belirlenmemesi toplumsal vicdanı yaralamakta ve infiale neden olmaktadır. Bu nedenle TBMM’nin irade göstermesi gerekmektedir.”
Agos