31 Ekim 2015
Avrupa Birliği Kültürel Miras Ödülü’nün (Europa Nostra) Lefkoşa Surlariçi Arabahmet bölgesindeki Ermeni Kilisesi ve Manastırı’nın restorasyonu çalışmasına verilmesi nedeniyle bu akşam kutlama töreni düzenlendi.
Ermeni Kilisesi ve Manastırı’nda yer alan törende Europa Nostra ödülü de tanıtıldı.
Törene Lefkoşa Türk Belediye Başkan Mehmet Harmancı, Lefkoşa Rum Belediye Başkanı Konstantinos Yorgacis, Avrupa Komisyonu Kıbrıs Temsilciliği Başkanı George Markopouliotis, Europa Nostra Genel Sekreteri Sneška Quaedvlieg-Mihailović, restorasyon projesinden sorumlu mimar Paolo Vitti, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı – Kıbrıs’ta İşbirliği ve Güven için Eylem Program Yöneticilerinden Christopher Louise ve ABD Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Ann Doherty de katıldı.
Restorasyonun finansmanı Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından sağlandı.
Europa Nostra ödülü, 11 Haziran’da Norveç’in Oslo şehrinde düzenlenen törenle Mimar Paolo Vitti’ye takdim edilmişti.
Çevre duvarıyla örülü, üç Ermeni okul binası, Piskoposluk binası ve bir konaktan oluşan; orijinali 14’üncü yüzyıla ait Ermeni Kilisesi ve Manastırı’nda freskler, oymalar, sütun başlıkları, vitraylara ait kafes oymalar ve metal öğeler bulunuyor.
Ermeni Kilisesi ve Manastırı’ndaki ek binalar ve iç bahçe alanı, uygun amaçlarla kullanılmak üzere geleneksel materyaller, teknikler ve uygun peyzaj yöntemleri kullanılarak restore edildi.
MARKOPOULİOTİS
Törende konuşan Avrupa Komisyonu Kıbrıs Temsilciliği Başkanı George Markopouliotis, Europa Nostra ödülünün, kültürel mirasın korunması yönünde güzel bir uygulama olduğunu anlattı.
Markopouliotis, “Lefkoşa’ya, tüm Kıbrıslılara, adanın tarihini simgeleyen çok kültürlülüğü hatırlatan bir eseri kazandırmayı başardık” dedi.
MİHAİLOVİĆ
Europa Nostra Genel Sekreteri Sneška Quaedvlieg-Mihailović de, ödülün eserler yanında, kültürel mirasların korunması için üstün çalışma sergileyen şahıslara da verildiğini anımsattı ve ödül alanlar arasında Mustafa Akıncı’nın da bulunduğunu anlattı.
Mihailović, “Bu çalışmalar, Kıbrıslıların siyasi ve ekonomik sorunlara rağmen ortak kültüre ve pek çok tarihi binaya, kimliğine önem verdiğini gösteriyor” dedi.
Europa Nostra ödülünün Ermeni Kilise ve Manastırı’nın restorasyonuna verildiği açıklanırken törenin yer aldığı salonda büyük alkışla karşılandığını anlatan Mihailović, “Bu projenin Lefkoşa, Kıbrıs ve Avrupa için çok özel sembolik değeri vardır. Bu proje adada yaşayan tüm toplumlara umut veriyor. Geçmişteki karanlık sayfaların işbirliği ve birlikte çalışma ile aşılabileceğini gösteren bir umut” diye konuştu.
Kültürler arası projelere AB’nin yatırım yapmaya devam etmesi gerektiğini belirten Mihailović, “Çok uzun ve çok kültürlü bir geçmişe sahip olan Kıbrıs, çok özel rol oynayabilir ve oynamalıdır da” dedi.
Ara bölgedeki tarihi binalara da değinen Mihailović, bunların kültürel miras açısından çok değerli olduğunu, bu binaların uzun bir süredir kabustan uyandırılmayı beklediğini kaydetti.
Mihailović, “Ara bölge, 2013’de Europa Nostra ve Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü tarafından en çok tehlikede olan 7 tarihi bölge arasında gösterildi” dedi.
LOUİSE
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı – Kıbrıs’ta İşbirliği ve Güven için Eylem (UNDP – ACT) Program Yöneticilerinden Christopher Louise de, göreve başladığında kültürel mirasın toplumlar arası uzlaşı üzerindeki etkisi konusunda şüpheleri bulunduğunu, tarihi binalar üzerinde işbirliğinin ancak zaman içinde taraflar arasındaki etkisini gördüğünü kaydetti.
Louise, kasım ayında Kıbrıs’ta İşbirliği ve Güven için eylem programının sona ereceğini de dile getirdi.
DOHERTY
ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Ann Doherty de, kültürel mirasın özel ve yerine yenisi konulamaz bir özelliğe sahip olduğunu, dolayısıyla bugünkü kültürel mirasların korunmasında herkese görevler düştüğünü kaydetti.
Projeyi finanse etmekten mutluluk duyduklarını kaydeden Doherty, sitede bulunan her binanın birer “hazine” olduğunu kaydetti.
Doherty, “Bu siteyi koruma çalışması, ortak bir hedef, birleştirici bir güç, tüm Kıbrıslıların daha güzel bir gelecek inşa edeceği bir örnek oldu” dedi.
VİTTİ
Restorasyon projesinden sorumlu mimar Paolo Vitti ise, çalışmada karşılaştıkları en büyük engelin binanın özelliklerini tespit etme olduğunu, Kilise üzerinde çalışmaya başladıklarında 700 yıl içerisinde bina üzerinde yapılan değişikliklerden dolayı tarihi geçmişini ortaya çıkarma konusunda çok zorlandıklarını anlattı.