Azınlık Hakları, Jeopolitik Ve Seküler Yönetim Konferansı - Gündem
26 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Նպատ / Ժամ : Ծայգն

Gündem :

21 Ekim 2015  

Azınlık Hakları, Jeopolitik Ve Seküler Yönetim Konferansı -

Azınlık Hakları, Jeopolitik Ve Seküler Yönetim Konferansı Azınlık Hakları, Jeopolitik Ve Seküler Yönetim Konferansı

Antropolog Prof. Dr. Saba Mahmud, Osmanlı Devleti`nin idaresi altında Müslüman olmayanların statüsünün çok büyük bir çeşitlilik gösterdiğini belirterek, "Osmanlı idaresinin öne çıkan özelliği, farklılıkları ayrılıklara dönüştürmemesi ve farklı dini toplulukların da bir arada olmasına yer vermesiydi. Bunun Osmanlı`nın bir emperyal parçası olmadığını da görüyoruz" dedi.
Din, sekülerizm ve toplumsal cinsiyet alanının önemli düşünürlerinden Mahmud, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Binası`nda, "Azınlık Hakları, Jeopolitik ve Seküler Yönetim" başlığıyla bir konferans verdi.

Mahmud, konuşmasında dini azınlıkların hala modern Ortadoğu toplumlarında ayrımcılıkla karşı karşıya olduklarının görüldüğünü söyledi.

Din ile siyaset arasındaki ayrımın yapılabilmesi meselesinin sürekli olarak liberal yönetim biçimlerinde ortaya çıkan bir durum olduğunu anlatan Mahmud, "Sekülerizmin kaçınılmaz niteliği bir anlamda modern liberal devletin yapısından kaynaklanıyor. Bu taahhüt esas olarak bir eşitsizlik kritiğiyle de bağlantılı. Daha modern siyasi öznelerin ulusal devlete sadakatinin dinine veya ait olduğu toplum sadakatinin önüne koyması her zaman beklenmiştir" diye konuştu.

Mahmud, Osmanlı Devleti`nin azınlıklarla olan ilişkisine değinerek, şöyle devam etti:

"Osmanlı Devleti idaresi altında Müslüman olmayanların statüsü, çok büyük bir çeşitlilik gösteriyordu. Osmanlı idaresinin öne çıkan özelliği, farklılıkları ayrılıklara dönüştürmemesi ve farklı dini toplulukların da bir arada olmasına yer vermesiydi. Bunun Osmanlı`nın bir emperyal parçası olmadığını da görüyoruz. Belirli anlaşmalarla Müslüman olmayanlara bir güvenlik sözü verilirdi. İslam`ın üstünlüğü ve öncülüğünü kabul ettikleri zaman da inançlarına saygı gösterilirdi. Özellikle Hristiyan ve Musevilerin özel bir statüye sahip olduklarını söyleyebiliriz. Azınlık hakları söylemi, ilk defa Osmanlı topraklarına da Osmanlı Hristiyanlarını himaye altına alma iddiası olan Batılı Hristiyanların Osmanlı egemenliğine yönelik attığı adımlarla ortaya çıkmıştır."

Osmanlı İmparatorluğu toprak kaybetmeye başladığında Avrupalı güçlerin "azınlık hakları" ve "dini özgürlük" söylemini kullanarak imparatorluğun yıkılmasında önemli rol oynadıklarını aktaran Mahmud, Avrupa insanı müdahalelerinin Haçlı seferlerinden bu yana daha seküler olduğunu ve bu Hristiyan dayanışmasının Avrupalılar arasında her zaman güçlü olduğuna dikkati çekti.

Mahmud, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Versay Barış Antlaşması`ndan sonra uluslararası hukuk, ulusal azınlık kavramını özellikle birtakım toplulukları birbirinden ayırmak için kullanmıştır. 1919`dan bu yana, azınlık, uluslararası oluşturulmuş ve siyasi olarak konsolide olmuş bir kategori olarak tanımlanmaktadır. Burada dahil olduğu grup ve topluluktan yana azınlık, vatandaşlık kavramı öne çıkmaktadır."

Azınlığın sadece dini değil ırksal ve kültürel olarak da öne çıktığının görüldüğünü dile getiren Mahmud, "ulusal azınlık" kavramının tamamen gerginlik üzerine inşa edildiğini ve azınlık haklarının tek anlama sahip olmadığını söyledi.

Mahmud, Ortadoğu`da "azınlık hakları" söyleminin esas olarak eşitsizlikle iç içe geçen bir kavram olduğunu ifade etti.

Timetürk





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+