16 Eylül 2015
Ailesinin bir tarafı Elazığ ve Yozgat, diğer tarafı Diyarbakırlı olan ve şu anda ABD’de yaşayan George Aghjayan, DNA testiyle Türkiye’deki akrabalarına ulaştı. Son dönemde sıklıkla Türkiye’yi ziyaret ettiğini ve burada birçok Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeni’yle tanıştığını belirten Aghjayan, ABD’de haftalık yayın yapan ‘Armenian Weekly’ gazetesi için akrabalarını bulma hikâyesini anlatan bir yazı kaleme aldı. Biz de bu yazıdan yola çıkarak Aghjayan ile ABD’ye göç hikâyesini, DNA testi projesini ve akrabalarıyla tanışmasını konuştuk.
Ailenizin göç hikâyesinden söz edebilir misiniz?
Annem ve babam da benim gibi ABD doğumlu. Büyükanne ve büyükbabalarım, Elazığ Palu’dan, Diyarbakır’dan ve Yozgat Boğazlıyan’dan. Hepsi soykırımın dehşetini yaşamış. Bir büyükbabam, 1912’de, dan ayrılarak ABD’ye gitmiş; köyünden ise sadece bir yeğeni sağ kurtulmuş. Diğer büyükbabam ise yetimhaneye sığınmış. Büyükannem ise Müslüman bir aile tarafından köle olarak alınıp, altı yıl sonra kurtarılmış. Diğer büyükannem de Diyarbakır’dan ölüm yürüyüşüne gönderilip, Halep’e ulaşmayı başarmış.
Aghjayan’ın Türkiye’deki akrabaları
Aghjayan’ın Türkiye’deki akrabaları
DNA testinden ne zaman ve nasıl haberdar oldunuz?
Aslında Ermeni DNA testi projesinden tam olarak ne zaman haberdar olduğumu hatırlamıyorum; ancak iki yıl önceki bazı haberler, projeye dair bilgilerimi alevlendirdi. Son beş yılda Türkiye’yi pek çok kez ziyaret ettim. Bu gezilerde kökeni Ermenilere dayanan ve ABD’de akrabalarının bulunduğundan haberdar olan pek çok insanla tanıştım. Onlarla yeniden iletişime geçmek istiyorlardı, ancak akrabalarına ulaşmak için bir yol bulamamışlardı. Sadece birkaç isim ya da belki ailelerinin nereli olduğuna dair bulanık bir bilgiye sahiptiler. Türkiye’yi sıklıkla ziyaret ettiğimi bilen ABD’li Ermeniler de, 1915’te kaybettikleri akrabalarının izini sürmemi istiyordu. DNA testi, 1915’te birbirlerinden koparılan akrabaların bağ kurması için kullanılabilirdi. İşte bütün Ermenilerin zihninde var olduğunu düşündüğüm bu umudun ağırlığıyla DNA testine girdim.
Akrabalarınızı bulabileceğinizi bekliyor muydunuz?
Bulup bulamayacağımın hiçbir garantisi yoktu, ama yine de umutluydum, küçük bir olasılık da olsa... Kayıp bir akrabayı bulmak için, yalnızca soykırımdan kurtulmayı başarabilen az sayıdaki insanın DNA örneği vermesi yetmiyor; aynı zamanda onların soyundan gelenlerin de testi yaptırmaları gerekiyor. Başlarına ne geldiğini bilmediğimiz akrabalarımız vardı. Suriye’deki çöle gönderildiklerini biliyorduk ve sonra onlardan bir daha haber alınamamıştı. Öldürüldüler mi? Açlıktan mı hayatlarını kaybettiler? Yoksa onlar da köle olarak alınıp zorla evlendirilip Müslümanlaştırıldılar mı? Her Ermeni aile, buna benzer hikâyelere sahip. Bu insanlar için bu hikâyenin bir kapanışı yok, çünkü nihai olarak akrabalarının başına ne geldiği bilinmiyor. Bu hikâyenin bir benzeri de ailemde var; ben de akrabalarımın başına ne geldiğini bilememenin verdiği hüsranı hissediyorum. Türkiye’yi baştan sona her gezdiğimde, aileme benzeyen insanlarla karşılaştığımda şaşırıyorum. O karşılaştığım insanlar da beni kendi akrabalarına benzetiyor.
Akrabalarınızı bulduğunuzda neler hissettiniz?
Muazzam bir mutluluk duydum. Bir ay sonrasında bile coşkumda zerre azalma olmadı. Sanki ölülerden dirilmiş gibiydiler. Her şey bize karşıydı, ama öyle sanıyorum ki zaten bu, bizim halkımızın hikâyesi. Geçen ay boyunca birbirimizle fotoğraf ve hikâyeler paylaştık. Bence asıl önemli olan, 100 yıllık ayrılığın ardından bile her iki tarafın da birbirini araması ve bağ kurma konusunda aynı isteği taşıması.
Akrabalarınızla buluşmak için Türkiye’ye gelecek misiniz?
Kesinlikle! En kısa zamanda Türkiye’ye gelip onlarla buluşacağım. Kim bilir ne kadar görkemli bir buluşma olacak!
Aghjayan’ın Türkiye’deki akrabaları
Agos