26 Ağustos 2015
İran ve P5+1 ülkeleri arasında gerçekleştirilen müzakereler sonucunda varılan anlaşma İran`ın yeni dönemde Kafkasya`da daha etkin bir dış politika izleyeceği yönünde tartışmalar doğuruyor.
İran`ın zaten pragmatist olan Kafkasya politikaları, yeni dönemde ekonomi ve enerji temelinde hızlı bir yükselişe geçebilir. Rusya`nın buradaki ağırlığı ve gücünü kenara bırakırsak, meselenin Türkiye`ye bakan yönü kritik bir mahiyettedir.
Yeni dönemde İran, Türkiye`nin Kafkasya`daki pasif duruşunu kendisi için avantaja çevirebilecek imkânlara sahiptir. Ancak İran`ın dini tonu ağır basan imajı ve şimdiye dek bölgede yaşadığı inişli çıkışlı ilişkileri bu konudaki hızını kesebilir. Bunu daha iyi anlamak için İran`ın bölgeye yaklaşımlarına göz atmakta fayda var.
Bakü, Tiflis ve Erivan`la ortaklıklar
İran ve Azerbaycan`ın ekonomi, enerji ve ulaştırma başta olmak üzere pek çok alanda devam eden iyi ilişkileri bölgesel işbirliği açısından önem taşımaktadır. Ancak İran`ın, şimdiye kadar mezhep vurgusu ve Batı karşıtı söylemler ile üzerinde etki kurmaya çalıştığı Azerbaycan`la yaşadığı sorunlar henüz unutulmadı. Hazar Denizi`nin paylaşımı meselesi, Azerbaycan`ın Batı`yla ve özellikle İsrail`le olan iyi ilişkileri ve sekülerizmden taviz vermeyişi İran için istenmeyen gerçekler olarak duruyor. Aynı zamanda ülkenin kuzeybatısında yaşayan milyonlarca Azerbaycanlı ile ilgili endişelere sahip olan İran, Dağlık Karabağ meselesinde Ermenistan`a verdiği destekten ötürü Azerbaycan için şüpheli konumdan kurtulamamıştır. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan casusluk olayları ve Hazar Denizi`ndeki keşif hareketleri sebebiyle büyüyen krizleri de ele alırsak, yeni dönemde burada bir “İran atılımı” beklemek zor olur.
Öte yandan İran`ın Ermenistan`la ilişkileri 1990`lardan beri yüksek seviyeli ortaklık temelinde devam etmektedir. Tahran`ın Erivan`a verdiği destek, Türkiye ve Azerbaycan`la kapalı sınırlara sahip olan Ermenistan için önem taşımaktadır. Şimdiye dek, Bakü-Ankara hattının Batı ve İsrail`e olan yakınlığına Erivan-Moskova ittifakına destekle cevap veren İran`ın yeni dönemde nasıl bir tutum sergileyeceği Erivan`da hararetle tartışılıyor. Örneğin bu tartışmalar sırasında bir Ermeni uzman, yeni dönemde İran`ın Ermenistan`a olan ilgisinin hızla azalacağını ve önlem alınması gerektiğini belirtti. Fakat tam bu sırada Tahran ve Erivan arasında Üçüncü Yüksek Voltaj Enerji Hattı`nın inşası için anlaşma yapıldı. Buna ek olarak yapımı devam eden hidroelektrik santralleri, demiryolu ve karayolu inşası Erivan için büyük önem taşıyor. Zaman zaman Rusya`nın karşıt yorumlarda bulunduğu İran-Ermenistan ilişkilerinde artık Avrasya Ekonomik Birliği`nin de ağırlığı olacaktır. Batı izolasyonundan kurtulan İran, Ermenistan`daki yatırımlar konusunda Rusya ile anlaşmazlıklar yaşayabilir, Rusya burada hız kesici rol oynayabilir. Buna ek olarak, Batı`daki Ermeni lobileri İran imajının dünyaya iyi yansıtılması konusunda artık daha rahat faaliyet gösterecektir.
İran, Gürcistan`la ilişkilerini ise Batı ve Rusya etkisinden kurtarmaya çalışıyor. Kendi bünyesinde farklı etnik unsurlar bulunan İran, Gürcistan`ın toprak bütünlüğüne saygı duyuyor. Ancak Gürcistan`ın özellikle 11 Eylül ve renkli devrimden sonra ABD ve NATO ile sıkı işbirliğine gitmesi, İran`ın Batı`ya karşı Rusya menfaatlerini söylem bazında da olsa desteklemesini gerektirdi. Geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan ABD`nin İran`ı Gürcistan üzerinden vuracağı söylentileri, İran`ın bu konudaki temkinli duruşu hakkında fikir verir. Gürcistan`ın zaman zaman ABD telkinleriyle İranlılara uyguladığı banka hesaplarını dondurma girişimi veya vize zorluğu çıkarması iki ülke ilişkilerinde sorun oluşturmuştu. İkili ilişkilerde İran`ın ABD, Gürcistan`ın ise Rusya endişeleri her zaman önemli rol oynamıştır. Tiflis ve Tahran`ın bu zorlu denklemde dengeyi bulma arayışı yeni dönemde değişecektir. Çünkü İran, Gürcistan için önemli bir bölgesel ortak olarak görülmektedir. Bu, bölgesel sıkışmışlıktan kurtulmak için bir zorunluluktur. İran ise Ermenistan`la kurduğu ekonomi ve enerji temelli ortaklıkları Gürcistan`a da uygulamaya hazır. Bunun için işadamlarını sürekli olarak Gürcistan`a yönlendirmektedir. Artık Tiflis-Tahran arasında daha verimli ortaklıklar gelişebilecektir.
İran`ın bölge ile ilişkileri bu minvaldedir. Türkiye ise Güney Kafkasya`da sadece iki ülke ile iyi ilişkilere sahip bir ülke olarak kısıtlı imkânlarla hareket etmeye devam edecektir. İran, Bakü-Tiflis-Erivan hattında yüksek düzeyli işbirlikleri sağlayabilir, enerji projeleri için Türkiye`nin transit koridor rolünü üstlenebilir. Bu süreçte Rusya`nın yaklaşımları da önemli bir konudur. Türkiye`nin İran`ı dengelemek için bölgede Rusya girişimlerini ne ölçüde destekleyeceği merak edilmektedir.
Zaman