10 Temmuz 2015
Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki Ermeniler, sevdiklerinin mezarlarından çıkarılmalarını engellemek için mücadele ediyorlar. Sahil kasabası Biblos’ta inşa edilecek lüks bir tatil köyüne yer açmak için boşaltılmaya çalışılan mezarlıkta, 1915’ten sağ kurtulanların naaşları bulunuyor. Mezarlığın bulunduğu araziyse Kilikya Katolikosluğu’na ait.Polis eşliğinde tarihî mezarlığa gelen bir grup işçi, mezarları kazmaya başlasa da, mezarlarda akrabaları gömülü olanların son dakikada aldıkları bir mahkeme emriyle kazıya son verildi. Mart’ta proje açıklanır açıklanmaz yapılan bir şikâyetten sonra soruşturma başlatılmıştı.
Avakian’ın tanıklığı
Soykırımdan sağ kurtularak Lübnan’a yerleşen ilk kişilerden olan 1894 İstanbul doğumlu Hagop Avakian’ın torunu Vartan Avakian, Beirut Report gazetesine verdiği demeçte, henüz devam eden soruşturmaya rağmen, 29 Haziran’da mezarları kazmaya yönelik bir girişim olduğunu söyledi.
Kuş Yuvası olarak bilinen bölge, 1900’ların başında Danimarkalı bir misyoner yetimhanesi ve okulu bünyesindeydi ve soykırımdan kaçan Ermenilere kucak açarak Lübnan’ın ilk Ermeni topluluklarından birine ev sahipliği yaptı.
Kuş Yuvası olarak bilinen bölge, 1900’ların başında Danimarkalı bir misyoner yetimhanesi ve okulu bünyesindeydi ve soykırımdan kaçan Ermenilere kucak açarak Lübnan’ın ilk Ermeni topluluklarından birine ev sahipliği yaptı.
Son birkaç aydır konuyla ilgili görüşmelerde bulunan Avakian, işçiler kazıya geldiğinde bölgedeki yetkilileri uyardıklarını, bir avukat aracılığıyla Bölge Hakimi Joseph Ajaka’yla bağlantıya geçerek, soruşturmanın sonuçlanmasına kadar geçerli geçici bir durdurma emri aldıklarını söylüyor. Avakian, durdurma emrine rağmen, mezarları boşaltmaya yönelik ikinci bir girişimden endişeleniyor.
Kilikya Katolikosluğu’nun deniz kenarındaki arsanın kullanım hakkını kiralamak için bir müteahhitle anlaştığı bildiriliyor. Lübnan’daki en eski Ermeni kiliselerinden biri olma özelliğini taşıyan yapının ileride tatil köyü bünyesindeki bir SPA merkezine ya da restorana dönüştürüleceği de iddialar arasında.
‘Kuş Yuvası’ olarak bilinen bölge, 1900’ların başında Danimarkalı bir misyoner yetimhanesi ve okulu bünyesindeydi ve soykırımdan kaçan Ermenilere kucak açarak Lübnan’ın ilk Ermeni topluluklarından birine ev sahipliği yaptı.
Kilise, naaşların sahilden uzakta yeni bir kabirde onurlandırılacağını açıkladı.
Yetimhane’nin açıklaması
Kuş Yuvası Yetimhanesi’ni temsil ettiği iddia edilen Facebook sayfasında yer alan açıklamaya göre, Kuş Yuvası Yetimhanesi medyayı eleştiriyor ve yapılan müdahalenin yasaya uygun olduğunu, mezarların yetimhanenin kurucusu Maria Jacobsen’in gömülü olduğu anıt mezarın yanına taşınması kararının ölü yakınlarının onayıyla alındığını, bu kazanç elde etmeye yönelik projenin kiliseye ait binaların restorasyonunu finanse etmeyi kolaylaştıracağını ve Kültür Varlıkları Müdürlüğü’nün gözetiminde yapıldığını iddia ediyor. Açıklama, medyayı, bireylerin hassasiyetlerini kullanarak bilinçli bir şekilde gerçekleri saptırmakla suçlayarak sonlanıyor.
Projeye karşı başlatılan bir inisiyatifse, arsanın tarihî ve yasal durumunun altını çizen detaylı bir dosya yayımladı ve mezarların taşınmasına karşı online bir imza kampanyası başlattı.
Agos