Araftaki Ermeniler: Ne Hz. İsa`ya ne Hz. Muhhamed`e yaranabildiler - Gündem
29 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Վարագ / Ժամ : Խաւարակ

Gündem :

02 Temmuz 2015  

Araftaki Ermeniler: Ne Hz. İsa`ya ne Hz. Muhhamed`e yaranabildiler -

Araftaki Ermeniler: Ne Hz. İsa`ya ne Hz. Muhhamed`e yaranabildiler Araftaki Ermeniler: "Ne Hz. İsa`ya ne Hz. Muhhamed`e yaranabildiler"

Müslüman kimliğiyle yaşayan fakat kendi deyimleriyle "ne Hz. İsa`ya ne Hz. Muhammed`e yaranabilen" Ermenilerin hikâyesi... Vercihan Ziflioğlu Araftaki Ermenilerin Hikayesi`nde Müslüman çoğunluğun içinde, yüz yıldır Müslüman gibi yaşayan Ermenilerin hikâyesini kaleme aldı. Araftaki Ermenilerin Hikayesi, İletişim Yayınları`ndan çıktı.
İletişim Yayınları Vercihan Ziflioğlu`nun Müslüman kimliğiyle yaşayan fakat kendi deyimleriyle "ne Hz. İsa`ya ne Hz. Muhammed`e yaranabilen" Ermenilerin hikâyesini anlattığı Araftaki Ermenilerin Hikayesi ile Halil Erhan`ın Karadeniz`de yaşanan kıyımları, talan edilen kiliseleri Ermenileri katleden Topal Osman`ı konu edindiği 1915`ten 1980`e Karadeniz okurla buluştu. İletişim Yayınları ayrıca, temel bir referansa dönüşen Tom Nairn`in Milliyetçiliğin Yüzleri ile Herman Melville`in Sağlam Adam Bir Maskeli Geçit kitabını ve Wilhelm Schmid`in Arkadaşlıktaki Saadete Dair kitabını yayımladı.

Araftaki Ermenilerin Hikayesi - "Ne Hz. İsa`ya, ne de Hz. Muhammed`e yaranabildik"

Vercihan Ziflioğlu, İletişim Yayınları`ndan çıkan kitabı Araftaki Ermenilerin Hikâyesi`nde, Müslüman kimliğiyle yaşayan fakat kendi deyimleriyle "ne Hz. İsa`ya ne Hz. Muhammed`e yaranabilen" Ermenilerin hikâyesini anlatıyor. Müslüman olduklarında "dönme" olarak adlandırılıp "tam Müslüman" olarak görülmeyen ve yabancılıkları vurgulanan bu Ermenilerin kimileri, bugün Ermeni Hristiyan kimliklerine rücu etmiş olsalar da, bu durum yeni sorunlar yaratıyor; bu kez de Ermeniler arasında "tam Ermeni ve Hristiyan" sayılmıyorlar. Her halleriyle gerçek bir arafta kalışı işaret eden anlatıcılar sayesinde, ülkedeki kültür ve kimlik çatışmalarını gözler önüne seren bir sözlü tarih eseri...

Müslüman çoğunluğun içinde, yüz yıldır Müslüman gibi yaşayan Ermenilerin hikâyesi. Sünni bir Türk/Kürt gibi ya da Kürt/Alevi gibi... Bazısı, "gibi yaşamak"la kalmayıp, molla-müezzin olmuş, hacca gitmiş. Ama çoğunlukla yine de tam benimsenmemiş, yabancı görülmüşler. Bugün, Ermeni kimliklerine rücu edenler de, Hıristiyan Ermeniler tarafından kabul görmekle ilgili sıkıntı yaşıyorlar. "Her iki tarafın gözünde de dönme" sayılıyor onlar.

Raymond Kevorkian`ın kapsamlı araştırması
Raymond Kevorkian`ın kapsamlı araştırması "Ermeni Soykırımı"
Vercihan Ziflioğlu, "Ne Hz. İsa`ya ne Hz. Muhammed`e yaranabilen" bu araftaki hayatları anlatıyor. Saklanmanın, yüzleşmenin ve "açığa çıkmanın" deneyimleri...

İşte kitaptan Şırnaklı "Aram"ın ifadeleri: "Meraklanıp büyüklerimize sorduğumuzda sağlıklı yanıt alamıyorduk... Asimile olmuşlardı, Kürt ve İslâm kültürünü benimsemişlerdi. Bizi de bu kültüre hapis ettiler... `Filla` [Kürtçede Hıristiyan] olarak suçlanmamak için daha fazla camiye gidip ibadet ediyorduk. Ama yine de çevrenin gözünde `Mıslimeni`ydik... Bizim için şöyle söylerlerdi: `Mıslimeni`dir ama, onlarda yalan yok, iftira yok, hırsızlık yok, dolandırıcılık yok. Hepsi çalışkan ve zanaatkâr, sözlerinin eri.` Önce kötü bir şeymiş gibi `Mıslimeni` [Kürtçede dönme] diye vurgulayıp, sonra överlerdi."

1915`ten 1980`e Karadeniz - Ermeniler, Eşkıyalar, İnsanlar, Yaşamlar

İletişim Yayınları`nın Anı dizisinden çıkan 1915`ten 1980`e Karadeniz: Ermeniler, Eşkıyalar, İnsanlar, Yaşamlar bize resmî tarihin dışarıda bıraktıklarını anlatıyor. Halil Erhan, doğup büyüdüğü Karadeniz`i anlatırken bölgede yaşanan kıyımları, talan edilen kiliseleri, Alevi-Sünni gerginliklerini, halka kan kusturan çeteleri, eşkıyaları, Ermenileri katleden Topal Osman`ı, bir eşkıya için yakılan "Davutoğlu" türküsünün nasıl "Hekimoğlu"na dönüştüğünü de aktararak önümüze canlı bir tarihî kesit koymayı başarıyor.

Halil Erhan doğup büyüdüğü toprakları anlatıyor: Karadeniz`i. Yeme içme alışkanlıklarını, ekonomik faaliyetleri, ulaşımı, evleri, yaylaları, yoksulluğu, yaşamları... Ama neredeyse hiçbiri sıradan anlatımlar değil. Zira Erhan, resmî tarihte olmayan ama aslında tarihin ta kendisi olan şeylerden bahsederek zenginleştiriyor anılarını: Karadeniz`deki Ermenilerden, onların ekonomik faaliyetlerinden söz ediyor; harabeye dönüşen, yıktırılan, talan edilen kiliselerden bahsediyor; "kıyımdan" kurtulmak için kimliklerini saklamak zorunda kalan insanlara değiniyor. Dedelerinden dinlediği insanların malına, mülküne, hatta ailesine el koyan çetecileri, eşkıyaları, Topal Osman`ın katlettiği Ermenileri, bir eşkıya için yakılan "Davutoğlu" türküsünün nasıl "Hekimoğlu"na dönüştüğünü, cumhuriyet muhtarlarını, hatiplerini aktarıyor.

"Devlet ve PKK İkileminde Korucular"
Sadece bunları değil, İstanbul`a göç eden Karadenizli bir ailenin çocuğunun yaşadığı zorlukları da okuyoruz Erhan`ın anılarında: Alevi-Sünni gerginliği yüzünden biten arkadaşlıklarını, üniversite öğrencisiyken yurtlarda yaşadıklarını, sol-sağ çatışmasıyla geçen günlerini, kontrgerillayı, "Özel Harp Dairesi"ni...

Bilinen Karadeniz`in dışında bir Karadeniz anlatan, tarihî tanıklıkları aktaran bir kitap...

CNN





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+