02 Haziran 2015
Radikal gazetesi yazarı tarihçi Ayşe Hür, Atatürk`ün manevi kızı Sabiha Gökçen`in aslında Ermeni Hatun Sebelciyan olduğunu yazıyor. Ayşe Hür’ün aktardığına göre, 1990`larda kendisiyle bir röportaj yapan Oktay Verel`e babasının Jön Türklerden olduğu için Abdülhamit tarafından Bursa`ya sürülen Edirne Defterdarı Hafız Mustafa İzzet Bey olduğunu söyleyen Gökçen, 22 Mart 1913`te Bursa`da dünyaya geldiğini bildirmişti.Kendi anlatımına göre, anne babasını küçük yaşta kaybedip ve ağabeyi ile yaşarken 1925`te Mustafa Kemal`in Bursa`yı ziyareti sırasında onun mısafır olarak kaldığı köşke girmiş ve okumak istediğini anlatmıştı Atatürk’e. O zaman 12 yaşında olan Gökçen, şu cevabı almıştı: `Seni ben yanıma alayım. Benim kızım ol ne dersin? Benim Zehra adında bir kızım daha var.
Onunla beraber okula gidersiniz.` Sonradan kızın ağabeyiyle de bizzat konuşan Mustafa Kemal, kızı da beraberinde alıp Ankara`ya götürmüştü.Önce Çankaya İlkokulu`nda, ardından bir süre Arnavutköy Kız Koleji`nde, bir süre Üsküdar Kız Lisesi`nde okuyan Sabiha, sağlığı elvermediği için eğitimine ara vermiş, Heybeliada`da ve Viyana`da bir süre tedavi gördükten sonra Paris`e gitmiş; ancak hem memleket, hem de Paşa`nın hasretine dayanamayarak, tedavisi biter bitmez Türkiye`ye dönmüştü.1934`te Soyadı Kanunu çıkınca, Mustafa Kemal kendisine Gökçen soyadını vermişti.21 Subat 2004 tarihinde ise Hüriyet`teki Ersin Kalkan`ın `Sabiha Gökçen mi Hatun Sebilciyan mı` başlıklı yazısnda konu tekrar ele alınınca, Genelkurmay Başkanlığı`ndan şiddetli bir tepki geldi. TSK "Böyle bir sembolü amacı ne olursa olsun, tartışmaya açmak, millî bütünlüğe ve toplumsal barışa katkısı olmayan bir yaklaşımdır" diyordu.
6 Şubat 2004 tarihinde Agos`ta Hrant Dink`in kaleme aldığı "Sabiha-Hatun`un sırrı" başlıklı yazıda ise Sabiha Gökçen`in teyzesi olduğunu öne süren Antep asıllı Ermenistan vatandaşı Hripsime Sebilciyan-Gazalyan`a göre Sabiha Gökçen`in aslında yetimhaneden alınmış bir Ermeni kızı olduğu iddia ediliyordu.
Hripsime Sebilciyan`ın ve ABD, Kanada ve Lübnan`da yaşayan akrabalarının anlattıklarına göre, Nerses Sebilciyan ailesi Halfeti`nin Cibin Köyü`nde yaşıyordu. 17 Temmuz 1915`te, 24 saat içerisinde yola çıkmaları emredilen bir zarf alan Cibin ve Halfeti`deki Ermenileri, Antep yoluyla Halep`e doğru yola çıkmaya mecbur kalmıştı.Sebilciyan ailesi Antep`e vardıklarında, kafiledeki birçok ailenin de yaptığı gibi kızları 6 yaşındaki Diruhi ile 2 yaşındaki Hatun`u güvende olmaları için misyoner yetimhanesine teslim etmişlerdi.
30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi imzalandıkça İtilaf Devletleri`nin verdiği güvenceyle evlerine dönenler arasında Sebilciyan ailesi de vardı. Fakat Antep`e gelince hemen Amerikan Yetimhanesi`ne koşan aile, kızını bulamamıştı.Hripsime`ye gore, evladı olmayan Mustafa Kemal, o dönemde sözkousu yetimhaneye gelerek Hatun`u çok beğenmiş ve evlat etmişti. Hatun, ilk başta Mustafa Kemal`in annesi Zübeyde Hanım`ın yanında kalmış, 1923`te Zübeyde Hanım`ın vefatından sonra, Zübeyde Hanım`ın Bursa`daki bir hemşerisinin yanına verilmişti. 1925`de de Mustafa Kemal Paşa`nın Bursa ziyaretinden sonra Ankara`ya götürülmüştü.Hatun`un dayısı Garabed`in oğlu Apraham Garabedyan, 1955`de Hatun`un izini bulmak için Türkiye`ye geldi ve Sabiha Gökçen`le Ankara`da buluştu. İki akraba konuştular, birlikte resim çektirdiler. Sabiha Gökçen Apraham`a yüklü bir maddi yardımda bulundu ve Apraham Halep`e geri döndü.
Ermeni Haber