Cumhuriyet`ten Arşivlik Yazılar - Gündem
25 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ցրօն / Ժամ : Կամաւօտ

Gündem :

15 Mayıs 2015  

Cumhuriyet`ten Arşivlik Yazılar -

Cumhuriyet`ten Arşivlik Yazılar Cumhuriyet`ten Arşivlik Yazılar

ERMENİ BELGELERİYLE, RÖPORTAJLARLA, TANIKLARLA 1915 BELGESELİ! İŞTE 1915`İN GERÇEK HİKÂYESİ...
Doğan Kuban ve Bozkurt Güvenç “1 Kavram 2 Görüş” başlığıyla Ermeni Soykırımı iddialarını tartıştı.
Cumhuriyet gazetesi 1915 olaylarına ilişkin tartışmaya dahil oldu. Cumhuriyet Bilim Teknoloji ekinde Doğan Kuban ve Bozkurt Güvenç “1 Kavram 2 Görüş” başlığıyla Ermeni Soykırımı iddialarını tartıştı.Doğan Kuban yazısında, Osmanlı’da Ermeni düşmanlığı hiçbir dönemde olmadığına dikkat çekerek, “Öldürülen milyonlar savı ise, Osmanlı Anadolusu`nun o zamanki nüfusu bağlamında dayanaksızdır” ifadelerini kullandı. “Soykırım politik amaçlı bir yalandır” şeklinde yazan Kuban, “Bu bir düşmanlık kışkırtmasıdır. Tarihte düşman bildiklerini en çok öldüren Avrupalılardır. Hem birbirlerini, hem de diğerlerini. Türkler onları geçemez” diye yazdı.


Konuya ilişkin diğer görüş Bozkurt Güvenç’ten geldi. Bozkurt Güvenç yazısında, Batı’nın Osmanlı’yı “öteki” olarak gördüğüne dikkat çekerek, “Soykırımı kabul eden parlamentolar, etmeyenleri cezalandıran yasalar çıkarıyor. Esef ve utanç verici tarihi olayı büyük bir savaş felaketi olarak yorumlayan Türkiye ve İsveç gibi ülkeler yanında, "soykırım" suçlamasını kabul etmeyen tanınmış kimi tarihçiler, "Zorunlu Göç "olayının uluslararası bir mahkemede usulünce yargılanmasını öneriyor. Ancak, Ermenistan yönetimi ile Fransa ve ABD`deki Ermeni diasporası (sağ kalanları), yargılamaya yanaşmıyor” şeklinde yazdı. Güvenç yazısında, Ermenistan yönetimi, Fransa ve ABD’de deki diasporanın istenilen yargılamaya karşı durduğunu belirterek, "’Yargısız veya siyasal İnfaz’ da İsrar ediyor; Türk soyunun kırılmasını istiyor“ ifadelerini kullandı.

İşte Doğan Kuban ve Bozkurt Güvenç’in 1915 olaylarına ilişkin yazıları:
“DOĞAN KUBAN
Osmanlı devletinin ve sultanlarının Türklerden daha güvenilir bulduğu Rum ve Ermeni uluslarının ve Yahudilerin, Kürtlerin ve hatta Arapların Türklerle ortak olarak yarattıkları karmaşık kültürün eşsiz, heterojen, çok dilli ve dinli özgün bir kültür olduğunu anımsayalım. Türkiye mimarlık tarihini Ermeniler olmadan yazamazsınız. Son dönem Osmanlı Musikisini de Ermeniler olmadan anlayamazsınız.
Osmanlı İmparatorluğu`nun parçalanmasının, henüz Avrupalılar tarafından planlanmadığı zamanlarda, Osmanlılar en çok Hıristiyanları değil, Müslüman ve Türk Alevileri öldürdüler. Bunu da anımsayalım.
19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğumu parçalama yöntemleri Rus Çarlığı, İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya ve Amerika tarafından tartışılıyordu. Daha önce Ruslar kendilerini Ermenilerin hamisi ilan etmişlerdi. `Avrupa`nın Hasta Adamı`nın egemenliğindeki Hıristiyanların kurtuluşu bir ortak Avrupa projesiydi. Tanzimat Reformu Hıristiyanlara verilecek yeni statülerle ilgilidir. Ruslar 1878-79`da İstanbul kapılarındaydı. Erivan`ı da Osmanlılar`dan almışlardı. Osmanlı maliyesi Avrupa kontrolüne geçti. Avrupa emperyalizmi imparatorluğu Kuzey Afrika`dan attı. Kıbrıs elden çıktı. Bulgarlar Birinci Dünya Savaşı`ndan önce Çatalca`ya geldiler.
Amerikalılarının Anadolu`da kurdukları kolejler, Kürt isyanları, Hınçak, Taşnak partileri, Van isyanları, Rusların Van işgali, 1915 Çanakkale Savaşı ve Türkleri Orta Asya`ya geri gönderme teşebbüsleri sırasında, İttihat Terakki, savaş içinde tehcirle birlikte bazı cinayetler de planlamış olabilir. Savaş ortamında ve Türk kültür ortamında pek çok cinayet olduğuna da inanıyorum. Daha dün Hrant Dink öldürüldü. Planlı olarak öldürülen Ermeni aydınlar da vardır. Türk düşmanı Hıristiyanlar olduğu gibi Hıristiyan düşmanı Türkler de var.
Liseden başlayarak Ermenilerin varlığını yaşayarak biliyorum. Fakültede üç arkadaşım Ermeni idi ve İstanbul`da büyümüşlerdi. 1965’de Sivas`tan gelen Ermeni öğrencilerim vardı. Türkiye`de Birinci Dünya Savaşı`ndan sonra Türkler arasında Ermeni düşmanlığı olduğunu biliyorum. Fakat benim sınıfımda beş yıl böyle bir düşmanlık görmedim. Öldürülen milyonlar savı ise, Osmanlı Anadolusu`nun o zamanki nüfusu bağlamında dayanaksızdır. Devlet politikası Ermeni düşmanı ise bir çok işgüzar cani de olabilir. Fakat soykırım politik amaçlı bir yalandır. Bu yalanların benzerini kısa bir süre önce Irak`ta gördük.
Raymond Kevorkian`ın le Genocide des Armeniens` (Ermeni Soykırımı) 2006`da yayımlanmış çok ayrıntılı bir kitap var. 1167 sayfa. Bütün eline geçenleri sayısal bilgileri yayınlamış. Hepsi Ermeni kaynaklı. Ermeni nüfusu İki milyon. Nüfusun ağırlığı Doğu Anadolu ve Suriye`de. Sonra Orta Anadolu`da. Sonra da İstanbul`da. Öldürülenler sadece erkek. (En çok 800 000`in %20 si). Kadın ve çocuk yok. Çoğunluğu Savaş bölgesinde.
Soykırım dünya tarihinde bir tanedir. Hitler ve Nazi rejimi sadece Almanya`da değil, işgal ettikleri bütün ülkelerdeki Yahudileri toplayıp, dünya Yahudi nüfusunun dörtte birinden fazlasını yok ettiler. Soykırım tanımı, Almanların yaptıklarının tanımıdır. Şimdi Hıristiyan emperyalist bir çabayla Türklere bulaştırılıyor. Bu bir düşmanlık kışkırtmasıdır. Tarihte düşman bildiklerini en çok öldüren Avrupalılardır. Hem birbirlerini, hem de diğerlerini. Türkler onları geçemez.
Her fırsatta Avrupa düdüğü çalanlar Kevorkian`ın kitabını ciddi olarak incelesinler!


BOZKURT GÜVENÇ
Soykırım ve Türkiye
Kartacalı bir Terence. "Ben ötekiyim; insanca şeyler bana hiç yabancı gelmiyor!" sözleriyle anılır; oysa, bireyler, toplumlar, dinler ve devletler, tarih boyunca kendi varlıklarını "ötekilere karşı" görmüşler; hatta, ötekinin bulunmadığı durumlarda, kendi soydaşlarını ötekileştirmişlerdir. Toplum bilimci Gellner, Arab dilinde "herkesin herkese karşı olduğu"; İnsanbilimci Levi-Strauss ise, insan dünyasındaki en yaygın ilişkinin, "Ötekilere karşı BEN" olduğu görüşünde buluştular.
Türkler de tarih sahnesinde dünyayı "öteki" olarak görmüş ve öyle görülmüştür. Tarih, -şöyle olsaydı böyle olurdu değil- "öte/c/`1erin savaş öyküsüdür. İkinci Dünya Savaşı`nda, Almanya`nın Yahudi soy (genus)`unu yoketme girişimine "genocide" (soykırım) adı verildi.
Hristiyan Batı`nın, "Öteki" olarak gördüğü Osmanlı yönetimi, doğuda savaşan ordusunu arkadan vuran Ermenileri tehcir etmek zorunda kalmıştı. 1915 yılında yaşanan olay, bugün, "Türklerin Ermeni Soykırımı" olarak tartışılıyor. Soykırımı kabul eden parlamentolar, etmeyenleri cezalandıran yasalar çıkarıyor. Esef ve utanç verici tarihi olayı büyük bir savaş felaketi olarak yorumlayan Türkiye ve İsveç gibi ülkeler yanında, "soykırım" suçlamasını kabul etmeyen tanınmış kimi tarihçiler, "Zorunlu Göç" olayının uluslararası bir mahkemede usulünce yargılanmasını öneriyor. Ancak, Ermenistan yönetimi ile Fransa ve ABD`deki Ermeni diasporası (sağ kalanları), yargılamaya yanaşmıyor, çağdaş deyimiyle "Yargısız veya siyasal İnfaz" da İsrar ediyor; Türk soyunun kırılmasını istiyor.
Halen dünyamızda milyonlarca insan ölür ve öldürülürken, Türklere reva görülen bu post modern soykırım suçlamasının tarihi gerçekliği var mıdır?
"Oldu/olmadı" tartışması değil; geçmişte neler, neden, nasıl olmuştu? İslam`ın, İspanya üzerinden Avrupa`ya yayılmasını Fransa`dan geri çeviren Hristiyanlık, Bizans`ı fetheden Müslüman Türkleri Viyana`da durdurabildi (Karlofçal 699). Osmanlı Devleti (Küçük Kaynarca da 1774), yönettiği Hristiyanların himayesini Rusya`ya bırakınca... Osmanlı mirasından aslan payını alan Britanya, "Doğu Sorunu" politikasını uygulamakta gecikmedi (Anderson, Eastern Ouestion 1774-1923, Türkçe çevirisi, YKY 2000).


Yunan ve Mısır isyanları ile başlayan çöküş, Balkan savaşlarıyla hızlandı.
Ermeni Milliyetçiliği (M. Perinçek), Balkanlardaki gelişmelerden beslendi.
Yarı-sömürgeleşen Osmanlı (Çavdar), Tanzimat`ta Avrupalı olmaya çalışırken, Kardinal Newmann, Vatikan Devleti` nin "Türkleri, yoketmek zorundayız"* görüşünü açıklamıştı. İngiltere, Fransa ve Rusya, Avrupa`nın "Hasta Adamı"nı yoketmeye karar sürecinde, savaşa katılmaları karşılığında, Ermenilere bağımsızlık vaat etmişler. Oysa, Türkler, Ermenilerden önce davranıp, "Osmanlı boyunduruğundan kurtulan son millet!" olunca (B. Lewis 1963), Ermenilere bağımsızlık sözü Lozan`da tutulamadı. ASALA, aldatan Batı`dan değil, Türk diplomatlardan intikam aldı (Uluçevik).
Olayın senaryosunu yöneten ve Malta (1919) yargılamasında tehcir`in soykırım olmadığını ilan eden İngiltere, davanın yargıya taşınmasını neden istemiyor? Prens Charles, 24 Nisan`da Erivan`a değil, Çanakkale şehitlerine geldi. İki yüzlü Batı, Ermeni soykırımını hangi etik/yasal gerekçelerle destekliyor acaba?
Özetle, değerli okurlarım, savaşlarda milyonlar öldü, öldürüldü. Ama soylar tükenmedi. Sorun soykırım değil, savaş mı yoksa barış mı? Şair Vladimir Mayakovski, "Ölmek, öldürmek kolaydır; zor olan, yaşamak ve yaşatmaktır!" deyip intihar etmişti. Gelin, biz yaşamı seçelim, Türkiye Cumhuriyeti`nin "Yurtta barış dünyada barış " ülküsünü savunalım.
*Newmann, J. Henry, "Hristiyanlık Açısından Türk Tarihi." Dublin, Dufy 1854. (Özet için bkz. B. Güvenç, Türk Kimliği, 2010: 311-34.)”

Oda Tv





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+