02 Mayıs 2015
İki resim paylaşmak istiyorum. Birisinde ABD Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Samantha Power, New York’ta Aziz Vartan Ana Kilisesi’nde Soykırım için yapılan dinî ayinde… Diğeri ise ayin sonrası verilen resepsiyonda, ayaküstü sohbet sırasında.Samantha Power’ı akademisyen yıllarından tanıyorum. Harvard Üniversitesi’nde, Kennedy School of Government bünyesinde faaliyet gösteren, İnsan Hakları Politikası Carr Merkezi yöneticisi olarak çalışmıştı.2008 yılından beri ise Obama ile birlikte. Önce Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi idi. 2013 Ağustos ayından beri Amerikan Hükümeti’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi. Yani Obama yönetiminin en üst düzey görevlilerinden birisi.
Samantha Power “Cehennemden bir Problem: Amerika ve Soykırım Çağı” (A Problem from Hell: America and the Age of Genocide) adlı ödül kazanan kitabıyla tanındı. Kitabında Amerikan hükümetlerini, soykırımları engelleme konusunda yeterli çabayı göstermedikleri ve meydan gelmesine göz yumdukları için eleştiriyordu.
Ele aldığı konulardan birisi de Ermeni Soykırımı’dır. Kitapta, 1921’de Berlin’de Talat Paşa’yı öldüren Tehlerian’ın da bir resmi vardır.
Tüm kitap, dış müdahalenin, özellikle de Amerikan müdahalesinin soykırımları engellemedeki önemi üzerine kurgulanmıştır.
Amerikan’ın Libya’ya müdahale etme kararında onun önemli bir etkisi olduğu söylenir.Zannederim bu kadar bilgi yeter.
26 Nisan Pazar günü, Samantha Power New York Aziz Vartan Ana Kilisesi’nde idi.
Ermeni Soykırımı’nın 100. yılı nedeniyle düzenlenen anma törenine katıldı. İki saati aşkın süren tüm ayin boyunca oradaydı.
Power, daha sonra verilen küçük kokteyle de katıldı. Kendisi ile ilki 2004 yılında Minneapolis’te olmak üzere, bazı vesilelerle karşılaşmışlığım var. Bu sefer de yeniden ayaküstü sohbet etme şansım oldu.Bu resimlerin soykırımın yüzüncü yılında ABD Hükümeti’nin pozisyonun anlaşılması açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Samantha Power’ın resmî bir sıfatı var; Birleşmiş Milletler’de ABD’yi temsil ediyor. Dinî tören sırasında tüm kameralar onun üzerindeydi. Başta gazeteciler, birçok insan resim çekiyordu. Törene belki kişisel tercihi ile katıldı ama bunun resmî bir anlamı olduğunu da bilmemesi mümkün değil. Beyaz Saray’dan izinli bir katılım olduğu açık; istenmeseydi, katılmazdı.Taner Akçam için1Samantha Power’in tutumunun son derece temsili bir niteliği var. Amerikan yönetiminin ve siyasi erkinin soykırım konusunda ne düşündüğünü gösteriyor. Soykırım olduğuna inanmanın ötesinde, üst düzey yetkililerinin bazı anma törenlerine katılmalarına da sıcak bakılıyor.
Power’in tutumu ortada oynananın bir komedi olduğunu da gösteriyor.
En çok ise Türk hükümetlerinin tavrına üzülüyor ve acıyorum.İliklerine kadar soykırıma inandıkları belli olan insanlara, “bu yıl da soykırım dedirtmemeyi başarttık” diye böbürlenmek gerçekten çok tuhaf. Tam bir gerçeklikten kaçış hâli.Samantha Power’i kilisedeki törende görünce Türk Hükümeti adına utandım!
Bu kadar aşağılanmaya gerek var mı?
Taraf