25 Nisan 2015
AK Parti’ye oyumu vereceğimi söyleyince cüzzamlıymışım gibi bakıyorlar. Ama bu mesele için Ak Parti adım attı ve bundan sonra da atacak.” Bu sözler, Ermeni kilisesinin korosunda ilahiler söyleyen Harmina Mısır’a ait.
AB Bakanı Volkan Bozkır’ın, 24 Nisan günü Meryem Ana Kilisesi’ne gelmesini beklerken, kilisenin girişinde Ermenilerle kısa sohbetler yapma imkanım oldu. İlki, haber kanallarındaki tartışma programlarının sıkı bir takipçisi ve 24 TV izleyicisi olduğunu söyleyen Harmina Mısır ile idi. Harmina Mısır, basının daha fazla kendileriyle ilgili haber yapmasını isterken, oyunu AK Parti’ye vereceğini söylemeyi de unutmadı. Ermeni Rahip Tatul da, kilise avlusunda koşturan Ermeni yetkililerden birisiydi. Bakanın gelişine çok kısa bir süre kaldığı için sorularımı acele içinde yürürken yanıtladı. Ermeni cemaatinin AB Bakanı’nın törene katılması nedeniyle duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ve tabi gazeteci Raffi A. Hermonn. Bugün gelinen noktayı yıllar önce Ragıp Zarakolu ve Paris’te yaşayan Yozgatlı Ermeni Jean-Claude Kebapcıyan ile başlattıkları inisiyatifin bir sonucu olarak görüyor ve mutluluğunu saklamıyordu.
İstanbul’da güvercinler konuştu
24 Nisan günü dünyanın pek çok noktasında öfke dilinin konuştuğu törenler yapılırken, İstanbul’daki anmada beyaz güvercinler konuşuyordu.
Kumkapı’da bulunan Meryem Ana Kilisesi “Surp-Asdvadzadzin Patriklik Merkezi Kilisesi” kelimenin tam anlamıyla “tarihi” bir ana tanıklık etti. Avrupa Birliği (AB) Bakanı Volkan Bozkır’ın 1915 olaylarının 100. Yılı nedeniyle düzenlenen ayine katılması Türk-Ermeni ilişkilerinde, Ermeni tarihinde ve de Türk tarihinde bir kavşak noktasıdır.
AB Bakanı Bozkır’ın kilisenin girişinde kendisini bekleyen onlarca gazeteciye yaptığı açıklamada altını çizdiği “1870 ve 1920 yılları arasında yaşananların araştırılmasının gerektiği” gerçeği, 1915’in aydınlatılmayı bekleyen sayfaları açısından önemli bir vurgu. Sadece gazeteciler değil, Ermeni cemaati de, AB Bakanı Bozkır’ı dört gözle bekliyordu. Ayin nedeniyle kiliseyi dolduran yüzlerce kişi, hep bir ağızdan ilahiler söylediler ve 1915 yılında hayatını kaybedenleri andılar. Türk hükümetinin bir üyesinin salonda olması o ilahilere bir başkasını ekliyordu sanki.
100 yıl sonraki burukluk
Ermeni Patriği Vekili Aram Ateşyan’ın konuşmasındaki şu bölüm ise dikkat çekiciydi: “Halkımızın tarihindeki bu acı ve sızlayan yaranın ancak yüz yıl sonra bu kadar vurgulanabilmesi bize acı vermektedir. Bu acıları yaşayan insanlar bu günleri göremeden bu dünyadan göçüp, ebediyete gittiler. Hiç kimsenin eski deneyimlerimizi anmaksızın bugünkü durum karşısında sevinmemizi beklemeye hakkı yoktur.” Yine Ermeni Patriği’nin konuşmasındaki şu vurgu da altı çizilecek önemdeydi: “Dünyadaki tüm uluslar arası siyasi dengelerin geçtiğimiz yüz yıl içinde değiştiğini hepimiz biliyoruz. Bir yüzyıl önceki anlayışların çizgisinde yürümek bugün için imkansızdır.” Patrik, 1915’den bu yana geçen 100 yılda çok şeylerin değiştiğinin altını çiziyordu.
Soykırım endüstrisine iki çift laf
Ermeni Patriği’nin iki çift lafı da Ermeni “soykırım” endüstrisineydi: “Birçok devlet adalet adına yaralı halkımıza destek olmaktadır. Ancak bir gün acımızın siyasi malzemeye çevrildiğini görmek bizlerin acısını kat be kat artıracaktır.”
Erdoğan’ın mesajı ve güvercinler
AB Bakanı Bozkır, kuşkusuz her devlet adamı gibi tarihe geçecek pek çok girişimde bulunmuştur ancak “24 Nisan Cuma günü Ermeni Kilisesi’ne attığı adım tam anlamıyla tarihi bir girişim oldu” diyebiliriz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salonda büyük etki uyandıran mesajının okunmasının hemen ardından genç Ermeniler ellerinde tuttukları beyaz güvercinleri havaya bıraktılar. Salonu barış güvercinleri doldurdu. Diaspora endüstrisinin yaymaya çalıştığı nefret havasına inat, o gün İstanbul’da Ermeni Kilisesi’nde barış güvercinleri konuştu. Hrant Dink’in ürkek güvercinlerini hatırlatırcasna...
Star