28 Mart 2015
Star gazetesinde yayımlanan “Türkiyeli Ermenilerden diasporaya tarihi çağrı” başlıklı haber, Ermeni toplumunda tepkiyle karşılandı 28 Mart 2015 Cumartesi 18:18 16 211 1 0 Hrant Kasparyan / Demokrat Haber Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı yönetim kurulu başkanı Bedros Şirinoğlu’nun 1915 Ermeni Soykırımı’na ilişkin olarak basına verdiği demeç, Türkiye Ermeni toplumunda tepkiyle karşılandı. Star gazetesinde yer alan, “Türkiyeli Ermenilerden diasporaya tarihi çağrı; Tazminat değil barış istiyoruz” başlıklı habere göre Bedros Şirinoğlu, “1915’te yaşananların bu kadar uzatılmasına karşıyım. Meselenin bitmesi lazım” dedi. Haberde yer alan Bedros Şirinoğlu’nun ifadeleri, “soykırımın tanınması için yeni hamle yapmaya hazırlanan Ermeni diasporasına, Türkiyeli Ermenilerden çarpıcı mesaj” olarak lanse edildi. Habere göre Şirinoğlu 1915’te yaşananlara ilişkin şunları söyledi: “Dedem de bu olaylarda öldü. İnsanları kandırarak, kardeşi kardeşe kırdırmışlar. Kanım varsa ben, helal ediyorum. Tazminat falan da istemiyorum, sadece barış istiyorum. 1915’te yaşananların bu kadar uzatılmasına karşıyım. Meselenin bitmesi lazım. İki devletin de rencide edilmesini istemiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Arşivler sonuna kadar açık’ dedi. Bu açıklama çok anlamlıydı. Bana göre de konunun tartışılarak çözüme kavuşturulması gerekiyor. Tarihçiler müdahil olsun. Ermenistan ile Türkiye sınırları açılsa, o istenen tazminattan çok daha fazla ekonomik kazanç olacak. Barıştan büyük kazanç mı olur? İki ülkenin kapıları açılmalı ve barış olmalı.” STAR GAZETESİNE YAYIN ETİĞİ ELEŞTİRİSİ Bedros Şirinoğlu’nun ifadelerini, “Türkiyeli Ermenilerden tarihi çağrı” başlığıyla servis eden Star gazetesinin gerçeği yansıtmayan bu tutumu da Ermeni toplumunda eleştirilere neden oldu. Demokrat Haber’e konuşan Ermeni toplumu mensupları,
“Türkiyeli Ermeniler” adına konuşma yapacak veya tüm toplumu temsilen açıklamada bulunacak bir mekanizma ya da makam olmadığına dikkat çekti. HAYKO BAĞDAT: EĞİLİP BÜKÜLMEYE GEREK YOK Gazeteci yazar Hayko Bağdat konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, Ermeni sorununun sadece Ermenilerle ilgili bir mesele olmadığını belirterek, kimsenin şahsi konumu veya kişisel ilişkilerine göre sorunu değerlendirmemesi gerektiğini ifade etti. Bağdat şunları söyledi: “Bu mesele, insanların kendi konumlarına veya kişisel ilişkilerine kurban edilecek bir konu değil. Barışı herkes ister. Peki barış nasıl sağlanacak? Bu açıdan bakınca, Bedros Şirinoğlu’nun yaklaşımı muteber bir yaklaşım değil. Türkiye Ermeni toplumunu bağlayacak bir konuşma kabiliyeti olduğu da söylenemez. Gerçeğe ve yüzleşmeye olan ihtiyacımızı, kendi konumumuza veya kişisel ilişkilerimize göre yamultmaya, eğip bükmeye gerek yok. Bunu salt Ermeni kimliğinden yola çıkarak söylemiyorum. Çünkü, Ermeni sorunu, sadece Ermenilerle ilgili bir mesele değil. Ortada bir cinayet varsa, cinayetin katili hâlâ serbestse ve hâlâ itibar görüyorsa, bu sadece 60 binlik Türkiye Ermeni toplumunu değil, 76 milyonluk Türkiye’yi ilgilendiren bir sorundur.
Hrant Dink suikastıyla, Roboski’yle ve ülkedeki diğer meselelerle nasıl uğraşıyorsak, bunu da öyle değerlendirmek gerek. Bundan kaçılır mı?” HARUT ÖZER: DEVLETTEN 2015 TALİMATI Düşünce Platformu üyesi Harut Özer Demokrat Haber’e yaptığı açıklamada, 1915’in yüzüncü yıldönümü olan 2015 yılında devlet yanlısı açıklamalara dikkat çekti. Ülkedeki Ermenilerin “ne kadar huzurlu ve mutlu” olduğunu haykırmak zorunda bırakıldığını ifade eden Özer şunları kaydetti: “Devlet rica etmiş! 1915’in yüzüncü yıldönümünde Türkiye Ermenileri, diaspora Ermenilerine ne kadar yanlış bir yolda olduklarını ve burada ne kadar huzurlu ve mutlu olduğumuzu daha güçlü haykırmalı diye. Sağ olsunlar, bu zor görevi çoğu kez ya Patrik Vekili sayın Aram Ateşyan ya da Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi başkanı sayın Şirinoğlu üstleniyorlar. Sayın Şirinoğlu kendi kanını helal etmiş, “Tazminat da istemiyorum” demiş. Sağ olsun, umarız devlet bizleri temsil ettiğini düşündüğü şahsın bu ifadesinden tatmin olmuştur. Bizler olmadık. 100 yıllık bir acının, ayaküstü, arkasına bir kaç ticari söz ekleyerek anılması, “Uzatmayalım bu işi denmesi”, Türkiye Ermeni toplumunda derin kırılmalara neden oluyor. Ülkemizde hiç bir Ermeni soykırım diyerek yatıp kalkmıyor, ancak üzerinden 100 yıl geçmiş bir yok edilişin nasıl ve hangi gerekçelerle yapıldığı henüz anlaşılmaya başlanmışken “uzatmayalım” ifadesi, erken söylenmiş bir sözcükten öte bir şey değildir.”
MURAD MIHÇI: 1915’E DAİR ÖZÜR BEKLİYORUZ Bedros Şirinoğlu’nun yetkili olduğu kurum hakkında açıklama yapmak dışında başka bir temsil yetkisi bulunmadığına dikkat çeken HDP milletvekili aday adayı Murad Mıhçı, 1915’e dair en başta özür beklediklerini belirterek şunları söyledi: “Sayın Şirinoğlu görevli olduğu Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nin yönetimiyle ilgili konular hakkında konuşmaya yetki almış biridir. “Tazminat değil, barış istiyoruz” diyerek, meseleyi bir tür “dolma-topik” siyasetine çevirmek, soruna ne yeni bir anlam ne de yeni bir boyut kazandırmıyor. 1915’e dair, bizler en başta özür bekliyoruz. Sayın Şirinoğlu, mesleği gereği olsa gerek, olayı sadece parayla ilgili kısmından ele almış.”
JAKLİN ÇELİK: ŞİRİNOĞLU KİMSENİN SÖZCÜSÜ DEĞİL Bedros Şirinoğlu’nun açıklamalarını değerlendiren edebiyatçı yazar Jaklin Çelik, Ermeni toplumun bir “sözcüsü” olduğundan haberdar olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Devletle fazla içli dışlı olmuş bir dil. Bu dil devletin sözcülüğüne daha yakın duruyor. Ayrıca toplum bir sözcüsünün olduğundan da haberdar değil. Kaldı ki olsa bile yüz yıllık bir davanın sözcüsü olduğu anlamına gelmiyor bu. Böylesi hassas bir konuda yaptığı açıklamaları talihsiz bulduğumu söylemeliyim. Sonuçta resmi söyleme çanak tutuyor, dediğim gibi şahsi tercihidir. Beni ilgilendiren kısmı Şirinoğlu’nun Ermeni toplumunda ‘kimsenin sözcüsü’ olmadığı. Bunun altını çizmek gerekiyor.”
FİLOR ULUK: TÜRKİYE ERMENİLERİ BASKI ALTINDA HDP milletvekili aday adayı Filor Uluk ise, Bedros Şirinoğlu’nun daha önce de benzer bir açıklama yaptığını belirterek, durumun Ermeni toplumunda tepkiyle karşılandığını hatırlattı. 1915’in baskı ve şiddetinin devam ettiğini belirten Uluk şunları söyledi: “Ermenilerin çoğunluğunun içindeki korku, kaygı gibi sebeplerle sustuğu, sözü olanın da benzer duygularla neredeyse normalleştirdiği 1915, istisnasız her Ermeninin ruhunda açılan yaraların teşhisi, raporudur bir bakıma. 1915, ancak geçmişle yüzleşerek çözülebilecek bir mesele. Tarihçiler, devlet arşivleri, belgeler, istatistikler üzerinden bile olsa, “insan” ağzı ile konuşulması gereken, hassas ve ciddi bir konu. 1915’in baskı ve şiddetinin hâlâ devam ettiği bu süreçte, her Ermeni başına gelen felaketleri bireysel olarak karşıladığı gibi, bireysel olarak da tüm içindekileri döküp hesaplaşmalı. Bedros Şirinoğlu, 2010 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyareti sırasında da benzer bir açıklama yapmıştı. 1915’te yaşananları “kardeş kavgası” olarak tanımlayan Şirinoğlu, Türkiye’de Ermenilerin herhangi bir sorunu olmadığını iddia etmişti. Şirinoğlu’nun sözleri Ermeni toplumunda tepkiyle karşılanmış, “Biz başka Türkiye’de yaşıyoruz” başlıklı bir kampanya başlatılmıştı. Bu tür olumsuz gelişmeler, birer utanç vesikası olarak ülke tarihine geçiyor.”
Demokrat Haber