24 Mart 2015
Savaş SÜZAL
Sevgili okurum, memleketin bir parçasını PKK’ya güle oynaya hediye ederek Nevruz’u kutlarken, bunu duyan Ermeniler de haklarını istedi. Anlamadınız mı? Amerika’da başlayan, sonra da, tüm dünyada, Türklerle Ermeniler arasında oynanan, geleneksel köşe kapmaca, Washington’da başladı. Aslında ne zaman patlayacak diye bekliyorduk. Elimiz, Ermeni tasarılarının ortaya atıldığı son 40 yılın, en zayıf eli. PKK konusunda da elimiz ne kadar kuvvetli, gördük. ABD Temsilciler Meclisi’nde, Ermeni diasporasını destekleyen, 40 Amerikalı milletvekili, Ermeni Soykırımı Gerçeği ve Adalet önergesi adını taşıyan tasarıyı, Temsilciler Meclisi’ne sundu.
HR 154 numaralı önerge, Temsilciler Meclisi Dışişleri komisyonunda. Komisyon, tasarıyı kabul ederse, Genel Kurul’a sunulacak ve oylanacak. Bilmiyorum 24 Nisan’a kadar yetişir mi? Temsilciler Meclisi’ne paralel, senatoda bir karar tasarısı hazırlar. İki tasarı aynı olmazsa, uzlaşma komisyonu, tek metin haline getirip Başkanın onayına sunar. Bu yasa tasarısının, Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray’a, politika önermesi nedeniyle, Genel Kurullarda kabul edilmesi bile, yönetime mesaj. En azından, Başkanın bu yıl yayınlayacağı Ermeni mesajını etkiler.
Bir hafta önce, 100 üyeli, Amerikan senatosundan 73 üyenin imzaladığı mektup, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’e gönderildi. Türkiye’deki demokrasi ve basın özgürlüğü vurgulandı. Bize söylenen, eksik 27 senatörün, Washington’da bulunmadıkları. Şimdi Erdoğan yönetiminin kiraladığı, yandaş lobi şirketi (Bu tür şirketlerde Kongre’de tecrübeleri dikkate alınır) ve yeni büyükelçinin, tasarıyı önleyebilecek durumda olduğunu sanmıyorum. Ayrıca, geçen yazımda altını çizdim, Amerikalı Türklerin en büyük örgütü ATAA’yı da, AKP iktidarı, paralel yapı cemaatle, birlikte göçürmüş olmaları. Her halde Erdoğan’ı aldattılar. Vah, vah, vah ki vah. Beyaz Saray ile de, ara iyi olmadığına göre, sorayım, bu tasarıyı nasıl durdurulabileceksiniz?
Ha, derseniz ki, tasarı çıksa, ne olur? O zaman, geçmişi iyi takip etmediğiniz, ortaya çıkar. Çünkü dünyadaki Ermeni hareketlerinin çıkış noktası, hep, ABD. Burada, soykırımında öldüğü ileri sürülen Ermenilerin, akrabası olduğunu iddia eden kişilerin, açacakları davalar, buradan başlayabilir. Şu anda, benim bildiğim, atılmış birkaç adım var. Yakında, Erdoğan hükümetinin, rant için sattığı, birçok yer için açılacak davalarla, başımız, oldukça bela olabilir. Mesela Karaköy. Artık, toprak dağıtmaya da başladı ya, AKP iktidarı, şimdilik güneyden başladı, sıra doğuya da gelebilir. Bence Karadeniz’i de alabilirler. Neden mi söz ediyorum. Ermeni diasporası denize açılmak istiyor. Bence, “Potamya” ya bile talip olabilirler.
Çok merak ediyorum, Erdoğan’ın, 24 Nisan çağrısına kimler gelecek. Herhalde, Afrika’dan birkaç kabile reisi. Ama bizde bir tuhaflık var, diye yazınca, ne hikmetse bazı okuyucular kızıyor. Millete hakaret ediyorum zannediyorlar. Aslında amacım, kimseye hakaret değil, olmayan saçma sapan şeylere, laga luga ile zaman harcama yerine, gerçek sorunlara eğilmek. Dediğim gibi, kimseye hakaret etmiyor, üzüntümü çaresizliğimi vurguluyorum. Unutmayın, aynı gemide ben de varım. Baksanıza başımıza kimleri seçiyoruz.
Bir de, sonucu önceden belli olayların, beklenen sonucu gerçekleşince,
sonuca hayret edilmesi ve şaşırma. İşte beni çıldırtan. Geçen haftaki olaylar ve konuşmalar, Türkiye’yi, gerçekte kimin yönettiği. Bebek katili, İŞİD denen katil sürüsünün yaptığını yaptı, ama şimdi kalkıp, barıştan söz edebiliyor. Hakkını yememek lazım, İŞİD’i de eleştirdi. İşin daha acısı, evlatlarımızı öldüren katil sürüsünün, barış çağrısı. Hazır toprak dağıtılırken, toprak talebinde bulunan herkes sıraya girdi. Gelelim eleştirilere, birbirleri ile seçime yatırım, iyi polis, kötü polis oynanıyor.
Diyarbakır’da Kürt, Ege de milliyetçi, Karadeniz’de Laz, Hatay’da Arap. Ama onun, gerçekte ne olduğunu yabancılar anlayabilmiş. Hoş, memlekette kimse anlamadığı için mi seçiyorlar? Bu ihanette, sol gene, tarihi görevini yerine getirip, APO’nun ve terör örgütünün yeşermesi ve davalarının yayılmasında, desteğe devam. Solda bu durumu görebilenler, şimdilerde, ulusalcı diye tanımlanan, gurupla birleşiyor. İktidar partisi içinde ki kayıkçı kavgasına da aldanmayın, artan milliyetçi oylar için oynanan bir seçim tiyatrosu. Yoksa onlar milliyetçi değil ’ümmetçi’.
Yeniçağ Gazetesi