15 Aralık 2014
Türkiye ile Ermenistan arasında bulunan sınır kapılarının kapalı olmasının her iki ülke ve bölgedeki diğer ülkeler açısından olumsuz ekonomik, politik ve sosyal etkileri vardır.
Hrant Dink Vakfı ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü tarafından 22-23 Kasım 2014 tarihleri arasında “Mühürlü Kapı: Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği” başlıklı bir konferansı düzenlendi. Bu konferansta Türkiye ile Ermenistan arasında bulunan sınır kapılarının kapalı olmasının her iki ülkenin ekonomileri, dış politikaları ve bölgedeki diğer ülkeler üzerindeki sosyo-politik ve ekonomik etkileri değerlendirildi.
Türkiye ile Ermenistan arasında bulunan sınır kapıları, Ermenistan ile Azerbaycan arasında 1993 yılında yeniden alevlenen Dağlık Karabağ sorunu nedeniyle Azerbaycan’a destek için Türkiye tarafından kapatılmıştır.
Denize kıyısı olmayan Ermenistan’ın Türkiye, Gürcistan, İran, Dağlık Karabağ ve Azerbaycan ile sınırı vardır. Türkiye ve Ermenistan arasında iki sınır kapısı bulunmaktadır. Bunlar Akyaka-Kars ve Alican- Iğdır sınır kapılarıdır.
Türkiye ile Ermenistan arasında bulunan sınır kapılarının kapalı olmasının her iki ülke ve bölgedeki diğer ülkeler açısından olumsuz ekonomik, politik ve sosyal etkileri vardır.
Halihazırda, Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınır kapıları üzerinden doğrudan olmasa da büyük bir kısmı Gürcistan çok küçük bir kısmı da İran üzerinden olmak üzere Türkiye ve Ermenistan arasında ihracat ve ithalat yapılmaktadır. İran üzerinden Ermenistan’a gelen malların kalitesiz olması nedeniyle, daha çok Türk malları tercih edilmektedir. 2011 yılı verilerine göre Türkiye’den Ermenistan’a yapılan ihracat yaklaşık olarak 250 milyon ABD Doları düzeyindedir. Türkiye’nin Ermenistan’dan yaptığı ithalat bir milyon ABD Doları düzeyindedir. Ermenistan’ın dış ticaretinde Türkiye’nin payı yaklaşık olarak yüzde 5’tir. Bu verilerden de anlaşılacağı gibi Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınır kapılarının açılması ve ilişkilerin normalleşmesi ile her iki ülke ekonomileri, özellikle de ülkemizin sınır bölgesi bu gelişmeden önemli pozitif getiri elde edecektir.
Ermenistan, 2011 verilerine göre üç milyon nüfus ve 2012 yılı verilerine göre yıllık yaklaşık olarak 10 milyar dolarlık bir Gayri Safi Yurt İçi Hasıla ile küçük bir ekonomiye sahiptir. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır kapılarının açılması hem Ermenistan, hem Türkiye hem de bölgedeki diğer ülkeler açısından çok önemlidir. Şu anda Ermenistan’ın karayolu ile dış dünya bağlantısı Gürcistan ve İran üzerinden sağlanmaktadır. Bu durum taşıma maliyetlerinin yüksek olmasına neden olmaktadır. Kapıların açılması ile birlikte taşımacılıkta zaman kısalacak ve maliyetler düşecek, Akdeniz ve Karadeniz’de bulunan limanlar aracılığı ile Ermenistan’ın ihracat yapabilme potansiyeli ve kabiliyeti artacaktır. Bunlara ek olarak, Ermenistan’ın Azerbaycan ile arasındaki sorunları çözmesi halinde, kuzeyden Orta Asya pazarına doğrudan açılma şansı olacak buna bağlı olarak ulaşım maliyetleri azalacak ve bölgesel ticaret hacmi artacaktır. Bu gelişmelerin uzun dönemde bölgesel refaha kalıcı pozitif etkisi olacaktır. Ayrıca sınır kapılarının açılması ile birlikte çatışma riski azalacak buna bağlı olarak oluşacak güven ortamı Ermenistan’a ve bölgedeki diğer ülkelere giden doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının artmasına olanak sağlayacak ve ortak projelerin hayata kolayca geçirilmesi için uygun bir zemin oluşturacaktır. Bunun sonucunda Ermenistan ve bölgenin üretim kapasitesi ve istihdam olanakları artacak ve bölgesel entegrasyon sağlanacaktır. Sınır kapılarının açılmasının Ermenistan’da hangi sektörler üzerinde ne düzeyde etkisi olacağını tahmin etmek zordur. Belki bunun için ayrıntılı bir makroekonomik analiz yapmak gerekir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, sınır kapılarının açılmasının hem Ermenistan, hem Türkiye ve hem de bölgedeki diğer ülkelerde doğrudan ve dolaylı olarak birçok sektör üzerinde olumlu etkisi olacaktır. Bu faydalara ek olarak Ermenistan ve Türkiye’nin sınır kapılarına yakın iller ve ilçelerde yaşayan insanlar arasında sosyal ilişkilerde de önemli gelişmeler sağlanacak ve sınır ticareti artacaktır. Ayrıca bölgede oluşacak güçlü ekonomik-sosyal ilişkiler, kalıcı ve sürekli bir barışın ve güven ortamının da sağlanmasına katkıda bulunacaktır.
Öte yandan, sınır kapılarının açılmasından dolayı Türkiye de önemli kazanç elde edecektir. Her şeyden önce, ülkemizin en azgelişmiş bölgelerinden biri olan Doğu Anadolu Bölgesi’nde, özellikle de Ermenistan’a yakın olan il ve ilçelerde önemli bir ekonomik canlılık ve hareketlilik oluşacaktır. Ayrıca sınır kapılarının açılması ile birlikte Ermenistan ile kurulacak iyi ilişkilerin ülkemizin politik güç kazanmasına ve buna bağlı olarak bulunduğumuz bölgede barışın ve istikrarın sağlanmasına ve sürdürülebilmesine önemli etkisi ve katkısı olacaktır. Bu sayede Türkiye dış politik güç ve uluslararası itibar elde edecektir.
Her iki ülke açısından elde edilecek en önemli kazançlardan biri de Avrupa Birliği ile olan ilişkilerin daha iyi bir noktaya taşınması yönünde olacaktır. Güney Kafkasya ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesi amacı ile Avrupa Birliği tarafından 7 Mayıs 2009 tarihinde Prag’da yapılan zirvede kabul edilen Doğu Ortaklığı anlaşması ve bu çerçevede Avrupa Komşuluk Politikası kapsamında verilecek fonların iki katına çıkarılma planı kapıların açılmasının, özellikle Ermenistan bakımından ne denli önemli olduğunun bir diğer önemli göstergesidir. Doğu Ortaklığı anlaşmasının hedefi, Güney Kafkasya ülkelerinde yapılan ekonomik ve politik reformların desteklenmesidir. Bu anlaşma ile bu ülkeler için gümrüksüz ticaret ve vizesiz seyahat planlanmaktadır. Sınır kapıları açılmadan Ermenistan’ın Avrupa Komşuluk Politikasından faydalanması mümkün değildir.
Tarihi yeniden yazmak mümkün değildir, ancak geleceğin istenildiği gibi şekillendirilmesi bölge ülkelerinin elindedir.
Prof. Dr. Onur ÖZSOY Ankara Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı