26 Kasım 2014
Europalia-Turkey diye bir festival başlayacak yakında. Türkiye’nin ne kadar kültür ürünü varsa Avrupalıya tanıtılacak. Festival, 2015 yazında Belçika’da yapılacak. Biz de bir grup gazeteciyle Belçika’nın başkenti Brüksel’e festivalin tanıtım toplantısına geldik. Ünlü Edmond Sarayı’ndayız.
Kültür Bakanı Ömer Çelik Belçikalı yetkililerle basın toplantısı yaparken... Tahmin edilen oldu. Belçikalı gazetecilerden “Acaba Ermeni sanatçıların da eserlerini sergileyecek misiniz?” sorusu geldi. Çelik net cevap verdi: “Biz kültürümüzü kompartmanlara bölmüyoruz.”
Yani. Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, Hitit... Kimin neyi varsa sergilenecek... Avrupalı böyledir. Türkiye deyince kafasındaki oryantalist bakışı kalemine simsiyah yansıtır. Ama bu defa öyle olmayacak.
Türkiye gelecek yıl Belçika’da yapılacak bu festivalde Anadolu Ermenilerinin Kültür ürünlerini de sergileyecek. Bunlar arasında Türkiye’de restorasyonu yapılan Ermeni kiliselerinin fotoğrafları.
O kiliselere Ermenistan’dan getirilen uzmanlar. Ünlü Ermeni mimarlar. Türk Ermenilerinin katkıları. Tek tek anlatılacak... Tatyos Efendi’den, Nikoğos Ağa’ya... Kemani Sarkis Efendi’nin eserleri dinletilecek... Bimen Şen isimli Ermeni sanatçı da katılacak festivale. Yazar Karin Karakaşlı da olacak Brüksel’de. Edebiyatçı Jaklin Çelik de. Sinema Eleştirmeni Alin Taşçıyan da... Markar Esayan’a kadar. Ermeni saray fotoğrafçılarının Osmanlı fotoğrafları sergisi de olacak. Ki sarayın fotoğraflarının çoğunu Ermeniler çekmiş. Abdullah Fireres. Sebah ve Joa İllier... Ünlü Osmanlı fotoğrafçıları...
Kültür Bakanı Ömer Çelik diyor ki: “Anadolu sonsuzluğun evi. Bu evi Rumlar, Müslümanlar, Yahudiler, Hristiyanlar, Ermeniler yıllarca beraber paylaştılar. Unutmayın. Siz bizim nerenin parçası olduğunuzu tartışıyorsunuz ama.. ‘Avrupa’ ismi eski Anadolu kültürlerinde inandıkları bir tanrı ismiydi.”
Unutmayın. Avrupa’da sömürgecilik ve faşizm bir hastalık. Atlatamıyorlar. Oysa biz yüzlerce yıl birçok kültürü ağırladık. Avrupalıya hesap verme görüntüsü hoş değil. Ama şunu da hatırlatmalı.
Anadolu Ermeni eserlerinin Brüksel’de sergilenmesi, Ermeni açılımının dönüm noktası olabilir.