30 Ağustos 2014
Antep’te son bir ayda mahallelerde, parklarda ‘önüne gelen Suriyeliyi döven, yaralayan, Suriye plakalı araçları yakıp yıkan bir kalabalık, ülkenin gündemine damgasını vurdu. Tüm bu ırkçı saldırılara destek verir nitelikte, yetkililer de sığınmacıları toplamaya ve zorla kamplara göndermeye başladı. Tüm bu yaşananların ortasında biz de mahalleleri dolaştık. Barış Mahallesi’nde oturan Mehmet Yılmaz, ‘suya zehir kattı Suriyeliler’ diye yayılan lafları hatırlatarak saldırıları birilerinin kışkırttığını dile getiriyor. Yılmaz üç yıldır Suriyelilerle birlikte olduğunu söylüyor ve “Her yardımıma koşarlar. Artık aile gibiyiz” diyor.
Saldırıların oturduğu mahallede yaşanmadığını dile getiren Yılmaz, “Bu mahallede olmadı ama olsaydı da ben bunları evime alırdım. Yani müdahale ederdim, zarar getirmezdim komşularıma” diyor.
“Suriyeliler yüzünden kiralarımız arttı, ücretlerimiz düştü” gibi söylemlerin de bu öfke patlamasında bir etkisi olup olmadığını merak ediyoruz. Yılmaz, “Hayvanın bile durmayacağı yerlerde bu insanlar oturuyor. 100 liralık yerlere 500 lira isteniyor. Adamlar burada çaresizlikten 10 kişi kalıyor. Ben de ev sahiplerine şunu sormak istiyorum; 500 lira alırken iyi, yapma o zaman böyle. İşveren de emekten çalıyor. Suriyeli işçiyi yarı fiyatına çalıştırıyor, sigorta da yapmayınca her yönden kâr ediyor. Kimsenin bunları denetlediği de yok. Bu konuda da işverenlerin fırsatçılığı soruna sebep olan.”
Barış Mahallesi’nde oturan vatandaşlardan Şerif Yılmaz da, Suriyeli sığınmacılara yönelik saldırılara tepki gösteriyor. Yılmaz, “Bu insanların kulağına bir fısıldayan var bence” diyerek tekbir sesleriyle saldırıya geçen 15–16 yaşlarındaki gençlerin ırkçı çevrelerce kışkırtıldığını düşünüyor. Yılmaz da Suriyeli komşularıyla ilişkilerini şu sözlerle anlatıyor: “Kendileri bu halde yine de ekmeklerini bölüşürler. Öyle yardımsever, iyi insanlar. Bu mahalledeki herkes bunları takdir ediyor, o nedenle burada hiçbir sorun yok.”
Saldırıların son bulması için neler yapılması gerektiğini konuşuyoruz. Yılmaz, hükümetten başlayarak ayrıştırıcı bir dil kullanıldığını ve mezheplerin, dinlerin gündeme getirilerek ayrımcılık yapıldığını söylüyor.
SIĞINMACILAR KAMPLARA GİTMEK İSTEMİYOR
Kamplara götürülmeleri konusunda görüştüğümüz tüm sığınmacılardan neredeyse aynı cevabı alıyoruz, “Suriye’ye döneriz, gerekirse ölürüz ama kamplara girmeyiz.” Kıbrıs Mahallesi’nde oturan Fethiye Abla ile tanışıyoruz. Bir yıl önce mayınların arasından büyük zorluklarla Türkiye’ye gelen Fethiye Abla’nın kaldığı yer de, kullandığı tüm eşyalar da komşularının yardımlarıyla sağlanmış. Kocası ve damatlarını savaşta kaybeden Fethiye Abla, kızları, gelini ve onların küçük çocuklarıyla Antep’te yaşam mücadelesi veriyor. Kaldıkları yer aslında suyu, elektriği olmayan bir harabe. Her ihtiyaç, derme çatma yöntemlerle gideriliyor. Bunca zorluğa rağmen Fethiye Abla’yı daha kendine güvenli görüyoruz diğerlerinden. Nedeni ise açık, komşularının kendilerine bakışı. Öte yandan polisin bu mahalledeki Suriyelileri toplamaya başladığını, hemen her mahallede polislerin Suriyelilerin yerlerini tespit edip kamplara götürmek üzere dolaştığını öğreniyoruz. İlk götürülenlerde olduğu gibi tespit, genel olarak komşuların ihbarıyla yapılıyor. Muhtarlar eşliğinde mahalleyi gezen polisler adeta sığınmacıların yaşam hakları için onay topluyor. Hayatlarına mal olacak bir kararda bile başka birilerinin insafına terk edilmiş Suriyeliler ise mümkün olduğu kadarıyla sokaklarda görünmüyor ve komşularının kendilerini şikayet etmemelerini diliyor.
EMEP İKİ DİLLİ BİLDİRİ DAĞITIYOR
Emek Partisi Gaziantep İl Örgütü’nün bir ayı aşkın süredir dağıtmaya devam ettiği iki dilli bildiri de, yaptığı kardeşlik çağrısıyla, tüm bu ırkçı saldırılardan rahatsız olanlara güven vermiş görünüyor. İşçi duraklarından, semt pazarlarına hemen hemen tüm mahallelerde dağıtılan “İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği” başlıklı bildirinin özellikle Arapça bölümünü gören Suriyeli sığınmacılar, haber yapmak için gittiğimizde bile bize bildirileri gösteriyorlar.
‘KARDEŞİME DOKUNMA’ YÜRÜYÜŞÜ
Antep`te Suriyelilere dönük ırkçı saldırılara karşı Türkçe, Kürtçe, Arapça "Suriyeli mültecilere kardeşimizdir. Kardeşime dokunma" sloganıyla "Irkçılığa ve savaşa karşı kardeşlik yürüyüşü" yapılacak. Aralarında İHD, EMEP, ÖDP, HDP bileşenlerinin de olduğu çeşitli siyasi parti ve kitle örgütlerinin de destek verdiği eylem, 28 Ağustos Perşembe günü 17:30`da başlayacak. Eylem öncesi Gaziantep İnsan Hakları Derneği Şube binasında bir araya gelen kurumlar eyleme katılım çağrısı yaptı.