Samatya’da 84 yaşındaki Murisa Küçük’ün öldürülmesinin ardından yakalanıp hakkında dava açılan Murat Nazaryan’ın sadece Murisa Küçük cinayetiyle ilgili olarak suçlandığı ortaya çıktı. Sultan Aykar’ın evinde saldırıya uğramasıyla ilgili şikayetin geri çekilmesi üzerine takipsizlik verildiği ortaya çıktı. Semtteki diğer iki saldırıyla ilgili olarak da Nazaryan’a herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşıldı.
Keskin, “Ben görgü tanıklarının anlatımlarından yola çıkarak, bu suçun tek başına işlendiğine inanmıyorum. Eksik soruşturma olduğuna inanıyorum. Özellikle bir Ermeni fail bulunarak, dosya kapatıldı diye düşünüyordum” dedi. Bu durumda, akıllara şu soru geliyor: Acaba Samatya’da, halen yakalanamayan, birden çok fail mi var?
Samatya’da 3 ayda yaşanan saldırılar dehşet yarattı. İlk saldırı, 1 Kasım 2012’de gerçekleşti. Gönül A., darp ve gasp edildi.
28 Kasım 2012’de 87 yaşındaki Tuivat A. yalnız yaşadığı dairesine girerken saldırıya uğradı. Tuivant A.’nın boğazını sıkıp yumruklayan saldırgan, ziynet eşyalarını alarak kayıplara karıştı. Tuivant A. bir gözünü kaybetti.
28 Aralık 2012’de Murisa Küçük öldürüldü.
22 Ocak 2013’te, 83 yaşındaki Sultan Aykar, evine girerken bıçaklı saldırıya uğradı.
Samatya’yı soruşturan emniyet birimleri, dört ayrı suçun da Nazaryan tarafından işlendiğini savunuyor. Ne var ki iddianamede, Nazaryan yalnızca Küçük’ün öldürülmesinden sorumlu tutuluyor. iddianamede diğer üç saldırıya ilişkin bir bilgi verilmiyor.

Nazaryan: Koşarak uzaklaştım ve sigara içtim
Radikal’in ulaştığı, Murat Nazaryan’ın savcılıkta alınmış ifadesinde de, katil zanlısına Küçük’ün öldürülmesi dışında bir soru yöneltilmediği görülüyor. Nazaryan, ifadesinde, öldürdüğü Murisa Küçük’ü tanımadığını belirterek, “Küçük adlı kadının öldürülmesi olayını yaptığımı hatırlamıyorum. Eğer böyle bir şey yapmış olduğumu hatırlamış olsaydım kaçıp giderdim. Olay yerinin olduğu sokağa beni polisler götürdüler. Baktığımda, oradan koşarak uzaklaştığımı ve bir yerde sigara içtiğimi hatırladım. O gün uyuşturucu alıp almadığımı hatırlamıyorum” dedi. Polis Kriminal’in, evde kan örneğine rastlandığı yönündeki raporunun sorulması üzerine Nazaryan, “Olay yeri ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum” dedi.
1 yıl önce bir yakını tarafından psikoloğa götürüldüğünü belirten Nazaryan, “Psikolojik sorunlarım vardı. Elim, ayağım kıpırdamaz oluyordu. Kendimi bir işe veremiyordum. Kafamı toparlayamıyordum. Doktor hastalığım için teşhisini bana söylemedi ancak hap verdi. Onu kullandığımda gündüz uyuyordum. O yüzden gece kullanmaya başladım. Gündüz değişik işlerde çalıştım” diye ifade verdi.
Cinayetten iki ay öncesine kadar esrar ve hap kullandığını anlatan Nazaryan, “O dönemde yüzük, küpe gibi birkaç parça eşyayı Beyazıt taraflarında kuyumcuya sattığımı hayal meyal hatırlıyorum” dedi.
Nazaryan, Vefa’daki Birlik Pansiyonu’nda kaldığını, aynı yerdeki kahvede ocakçı olarak çalıştığını, Kocamustafapaşa’yı da bildiğini belirterek, “O civarı bilirim. Hatta dayım, baldızım ve bazı akrabalarımız o bölgede oturur” dedi.