29 Nisan 2013
82 yaşındaki Anahit Fransa’dan gelmiş. Neredeyse hiç durmaksızın anlatıyor: Soykırımı, kaybolan akrabalarını, geçmişini... Soyadını vermek istemiyor, küçüklükten beri bir korkuyla büyütülmüş, annesi “Ermeni olduğunu belli etme, Ermenice konuşma. Pencereden itiverirler, sonra da ‘düştü’ derler” diye tembihlermiş onu çocukken. Türkiye’ye iki haftalığına ziyarete geldiği Ermeni arkadaşı 24 Nisan anmasına gelmeye çekinmiş. “Ama Türkler nasıl bu kadar risk alıp da gelmişler” diye şaşkınlık içinde. Kütahya Mutasarrıfı Faik Ali Ozansoy’un mezarı başındaki anma için “Orada Türkleri görünce neredeyse ağlayacaktım” diyor... Fransa’dan gelen Ermeni Seta Papazian ise duygularını sorduğumda “Karışık ve yoğun, hem umutluyum hem üzgün” diyor ama bu duygu faslını kısa kesmek istiyor. “Biz siyasi amaçla buradayız” diyor ve anlatmaya başlıyor: “Burası bizim de vatanımız, Burada 1.5 milyon Ermeni öldü, biz kaybolan bir dünyayı anmaya geldik 21. yüzyılda Talat Paşa okulu olamaz, Talat Paşa Sokağı olamaz. Siz katilleri nasıl kahraman olarak sunabilirsiniz. Sizin kahramanınız mesela Faik Ali Bey olmalı.”
İstanbul’da, soykırım kurbanlarını anmak için düzenlenen etkinliklere katılan yüzlerce insan hakları savunucusu: 1915’te 1.5 milyon Ermeni öldürüldü; burada kayıp bir dünyayı anıyoruz. 82 yaşındaki Anahit Fransa’dan gelmiş. Neredeyse hiç durmaksızın anlatıyor: Soykırımı, kaybolan akrabalarını, geçmişini... Soyadını vermek istemiyor, küçüklükten beri bir korkuyla büyütülmüş, annesi “Ermeni olduğunu belli etme, Ermenice konuşma. Pencereden itiverirler, sonra da ‘düştü’ derler” diye tembihlermiş onu çocukken. Türkiye’ye iki haftalığına ziyarete geldiği Ermeni arkadaşı 24 Nisan anmasına gelmeye çekinmiş. “Ama Türkler nasıl bu kadar risk alıp da gelmişler” diye şaşkınlık içinde. Kütahya Mutasarrıfı Faik Ali Ozansoy’un mezarı başındaki anma için “Orada Türkleri görünce neredeyse ağlayacaktım” diyor.
Aslında Türkler bu riski beş yıl önce almaya başladılar. İlk anmanın “acaba bir şey olur mu” kaygısı içinde ve pır pır atan kalpler eşliğinde diye yapıldığını hatırlıyorum. İlkinden sonra farklı illere yayılan 24 Nisan anması için bugün farklı şehirlerde birkaç güne yayılmış etkinlikler düzenleniyor. Bu sene yeni olansa anmaya öncülük eden Türkiye’deki insan hakları savunucularına yurtdışından çok sayıda Ermeni’nin, ırkçılık karşıtı aktivistin katılmış olması, bu amaçla uluslararası bir delegasyonun Türkiye’de bulunması.İlk anma mezar başında
Ermeni katliamının başlangıcı kabul edilen 24 Nisan’ın 98’inci yıldönümünde düzenlenen etkinliklerin ilki Zincirlikuyu Mezarlığı’da Kütahya Mutasarrıfı Faik Ali Ozansoy’un mezarı başında gerçekleştiriliyor. Katliam kararını uygulamayı reddederek binlerce Ermeni’nin hayatını kurtarmış olan Ozansoy’un mezarı başında Britanya’dan gelen Gomidas Enstitüsü Başkanı Tarihçi Ara Sarafyan konuşuyor. “Benim de dedelerimin kurtulması Faik Ali Ozansoy sayesinde” diyen Sarafyan, etkinlikten sonra mezardaki çiçekleri suluyor. Uluslararası delegasyonda farklı ülkelerden ve farklı etnik kökenlerden gelen çoğu genç 23 kişi var. Geçmiş senelere göre çok renkli, çok parçalı, uluslararası dayanışmanın öne çıktığı bir 24 Nisan anması bu. Türk İslam Eserleri Müzesi önündeki anma sırasında konuştuğumuz Roman bir genç kadın olan Oana Mihalache, “Pek bilinmez ama Yahudilerle birlikte Romanlar da soykırımın kurbanları arasındaydı. Bugün Ermenilerle soykırıma ve inkarına karşı aynı mücadeleyi veriyoruz” diyor.
“Umutlu ve üzgün”Fransa’dan gelen Ermeni Seta Papazian ise duygularını sorduğumda “Karışık ve yoğun, hem umutluyum hem üzgün” diyor ama bu duygu faslını kısa kesmek istiyor. “Biz siyasi amaçla buradayız” diyor ve anlatmaya başlıyor: “Burası bizim de vatanımız, Burada 1.5 milyon Ermeni öldü, biz kaybolan bir dünyayı anmaya geldik 21. yüzyılda Talat Paşa okulu olamaz, Talat Paşa Sokağı olamaz. Siz katilleri nasıl kahraman olarak sunabilirsiniz. Sizin kahramanınız mesela Faik Ali Bey olmalı.”
Hakikatın arkadaşlarıDelegasyondaki bir başka Ermeni ise 26 yaşındaki hukuk öğrencisi Georgi Ambarzumjan. O “Nasıl hissediyorsun” sorusuna “İnsanın arkadaşları olması harika bir şey” yanıtını veriyor. “Ermenilerin arkadaşları değil, “hakikat”ın arkadaşları...” Bu Türk-Ermeni meselesi değil iyi-köyü meselesi” diye devam ediyor. 2015’le ilgili beklentilerini sorduğumuzda ise “2015 benim için o kadar da önemli değil. Önemli olan insanların ifade özgürlüğünün sağlanması. İnsanların korkmadan geçmişte ne olduğunu araştırabilmesi ve bunu söyleyebilmesi” cevabını veriyor.
http://www.taraf.com.tr/haber/turkleri-gorunce-aglayacaktim.htm