18 Nisan 2013
Sürekli olumsuz haberlerle haşır neşir olmaya o kadar alışmışız ki olumlu bir gelişme duyduğumuzda bir tuhaf oluyoruz adeta...Şaşırıyoruz, gerçek mi ki ,diye bir an da olsa şöyle bir durup düşünüyoruz.
Yok ama olmayacak, hemen yazamayacağım... Yani önden bir negatif enerji alalım da önce, yadırgamadan şöyle bir içimize çekelim, arkamıza yaslanıp kara kara düşünelim de âdet yerini bulsun; iyi haber arkadan gelsin... Sonra dokunur filan, neme lazım ...
Bir varmış, bir yokmuş... Masalların, perilerin, perilerin bacalarının diyarı, güzel atların ülkesi Katpatuka’da; Kapadokya’da iç burkan, nedeni basit, sonucu önemli bir olumsuz durum varmış. Bu basit mi basit neden; “çöpmüş”! Bu duruma neden olan ise kötü kalpli, doğa düşmanı bir canavar olan belediyeymiş!
Kapadokya’nın Ürgüp ilçesinin Ortahisar beldesinde, aynı isimli vadinin bizzat belediye tarafından çöp depolama merkezine dönüştürüldüğü iddiasını duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Zaten çarpık yapılaşmanın önüne geçilemediği bu bölgede bir de bu gelişme, üzerine tuz biber ekmiş oldu. Böylesi özel bir bölgede bu tür ilkel bir manzaranın bırakın yöre halkını, dünyanın dört bir yanından gelen turistleri bile isyan ettirdiğini düşündüğümde bir vatandaş olarak utancımdan yerin dibine geçtiğimi hissediyorum.
Ortahisar Belde Belediyesi Başkanı bu konuyu yalanlamış. Umarım doğru da değildir. Eğer doğruysa durum vahim demektir. 21.yüzyılda ülkemizde Ortahisar Vadisi’nin çöp toplama merkezi yapılmasına karar veren ve böyle medeniyet dışı bir manzaranın oluşmasına neden olan zihniyeti anlayamıyorum. Ayrıca böylesi bir zihniyetin o bölgenin karar merciinde nasıl bulunabildiğini de algılayamıyorum. Dileyelim ki bizlere utanç, çevreye ve ülkeye de zarar veren bu sorun en kısa sürede çözümlenerek hata düzeltilsin.
Şimdi sıra iyi haberde; yani ülkemizdeki tek Ermeni köyü olan Vakıflı’da... Hatay Samandağ’da kısmen Akdeniz manzaralı, Suriye sınırına kuş uçuşu mesafede, yaklaşık 150 kişilik nüfusuyla şirin mi şirin bir köy burası...
Azalan nüfusundan dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan, bu nedenle köy okulu bile kapatılan, tek geçim kaynağı turizm ve organik tarım olan köyü yaşatabilmek için köy kadınlarının verdiği mücadele herkesi hayranlık içinde bırakmış durumda... Öyle ki onlar bu mücadeleleri ve başarılarıyla Sabancı Vakfı’nın ‘’Fark Yaratanlar’’ programına bile konu oldular.
Vakıflı Köyü Kooperatifi Kadınlar Kolu kurulduktan ve kadınlar faal olarak çalışmaya başladıktan sonra köyde oluşan değişiklikler dikkat çekici nitelikte...
Onlar, evlerinde ürettikleri yöreye özgü defne sabunu, defne yağı, nar ekşisi, reçel türleri ve onlarca çeşit damak çatlatan lezzetteki likörlerini satarak turizm sezonunda aylık 1000 liraya kadar kazanç elde etmeyi başarmış kadınlar... Köyün şirin çay bahçesinde ve köy kilisesinin bahçesinde bu ürünlerini sergileyerek satışa sunuyorlar.
Rastlantı sonucu geçen yıl bu vakitler yolumun düştüğü bu şirin köydeki faaliyet, kadınlı erkekli grupların arı gibi çalışmaları, tıpkı benim gibi diğer ziyaretçilerin de dikkatini çekmişti. Minicik, bakımlı, tertemiz, modern ve yaşanası bir köy... Azimli ve çalışkan insanlar... Ellerinde tertemiz, pırıl pırıl bakır kovaları, tahta kasaları ve gülen yüzleriyle ürünlerini satışa götüren köy halkı hâlâ gözlerimin önünde. Demek ki onlar, köylerini ayakta tutabilme çabası içindeydiler.
Bir yanda küçücük bir köyün yaşatılması için yapılan çalışmalar, bir yanda doğanın bizlere armağanı olan koskoca bir vadinin çöp merkezine çevrilmesi için yapılan çalışmalar... Şu an ikisi de gündem konusu ama zıt kutuplarda...İkisi de bizim topraklarımızda...Biri yok olmak üzere olan tarihimiz, diğeri belki de en önemli turizm merkezimiz...Hepimiz Ürgüplüyüz! Hepimiz Vakıflılıyız!
Radikal