03 Şubat 2012
KARS’TA GAYRİMÜSLİM MEZARLARININ AKİBETİ NE OLACAK?
BAŞBAKAN ERDOĞAN, “GAYRİMÜSLİM MEZARLIKLARININ KORUNMA VE BAKIMI KONULARINDA GEREKEN ÖZEN GÖSTERİLSİN
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Resmi Gazetenin 13 Mayıs 2010 tarihli, 27580 Sayılı ve 2010/13 No’lu Başbakanlık genelgesine göre; “Anayasamızın eşitlik ilkesi çerçevesinde; ülkemizde yaşayan gayrimüslim azınlıklara mensup Türk vatandaşları, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi, ayrılmaz parçası oldukları ulusal kültür ve kimlik yanında, kendi kimlik ve kültürlerini yaşama ve yaşatma imkanına sahip bulunmaktadırlar.” denilmektedir.
Kars`ta yeni kurulan Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, kolları sıvayarak Çakmak Köyü’nde Molakanlar’a ait mezarlık ve bazı evleri sit alanı ilan ederek koruma altına aldı. Oysa Kars ve çevresinde geçmiş bin yıllarda yaşamış sayısız gayrimüslim mezarlıkları bulunuyor. Son yüzyılda Kars’ta yaşamış Ermeni, Alman, Rus, Eston ve Molokanlara ait mezarlıklar korunmayı bekliyor.
“TÜRKİYE’DE YAŞAMAK GÜZEL AMA ÖLMEK DAHA DA KÖTÜ” DEDİRTEN SERZENİŞ!
Daha önce özelleştirme kapsamında olan Kars Şeker Fabrikası’nın arazisi içerisinde olduğu için biraz olsun korunan ve içerinde 150 Alman vatandaşı bağrında yatıran mezarlığı içerisine alan tel örgüler geri çekilince mezarlıkta hayvanların otladığı bir alan haline geldi. Çünkü mezarlığın hemen yanı başında Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ile birlikte Azerbaycan Petrol Şirketi SOKAR tarafından 32 derslikli Haydar Aliyev Endüstri Meslek Lisesi’nin inşaatları devam ediyor. Bu nedenle içerisinde 150 Alman vatandaşın yattığı mezarlıkta yok olmak üzere. Bu durum ise Kars’ta yaşayan son Alman Ailenin büyüyü August Albuk’un “Türkiye’de yaşamak güzel ama ölmek daha da kötü.” Şeklinde duygularını dile getirmesini sağlamıştı. Molakan mezarlarına genel olarak mezar taşı yapılmamış. Çünkü Almanların inançları ve dini ritüelleri gereği ölülerini Türklerden farklı bir şekilde gömdükleri için defineciler ve mezar hırsızları yüzünden mezarların yeri belli olmasın diye mezar taşı yapmamışlar. Daha 5 ay önce vefat eden Alam Olga Albuk (69), 12 yıl önce vefat eden eşi Fredirik’in vasiyeti üzerine 2 oğlu tarafından bu mezarlıkta yanı başına defnedildi.
KARS’TA YAŞAMIŞ MOLAKANLAR!
Malakanlar, Beyaz Rus kökenli etnik halktır. Karsın Ruslar tarafından 1877- 78 savaşları sonucu işgali üzerine, dönemin Rus yöneticileri tarafından yoğun olarak Kars’ın Çakmak ve Çalgavur köylerine ve Arpaçay ilçesine bağlı bazı köylere yerleştirilmiş bu dinsel etnik grup, 80 yıllık bir ortak yaşamdan sonra, 1962 yılında, özgür ve bağımsız kararlarıyla Rusya, Amerika, Ermenistan ve Avusturalya`ya göç etmişlerdir. Göçe, çok yakın akraba ile evlenme durumunda kalmaları, yerli halkla evlenme yapamamaları da önemli etken olmuştur. Malakanlar, Kars`ta yöre halkına değirmencilik, peynircilik ve tarımsal alanda önemli yenilikler getirerek, adlarını unutturmamışlardır. Osmanlı arşiv belgelerine göre, Ermeni zulmüne maruz kalmalarına rağmen, yerli halkla uyum ve barış içinde yaşamayı sürdürmüşlerdir. Bir zamanlar Kars ve çevresinde önemli nüfusa sahip olan Malakanlardan günümüzde bir kaç aile dışında kimse kalmamıştır. Fakat onlardan geriye geçmişte yaşadıkları köylerde ölülerini bırakıp Kars’tan ayrılmışlardır.
KARS’TA YAŞAMIŞ ALMANLAR!
Kars’ın merkeze en yakın köyü olan Karacaören, 1877 yıllarında Osmanlı - Rus savaşlarının yaşandığı sıralarda, Ruslardan kaçarak Kars’a yerleşen 10 aileden oluşan 60 Alman tarafından kurulmuş. Aynı dönemlerde köye kilise ve bir de mezarlık yapılmış. Bu kilise daha sonra yeniden yapılarak okula çevrilmiş. Babası Rus, annesi Eston olan ve çok iyi derecede Rusça ve Türkçe bilen 5 ay önce de vefat eden August ve Pedro kardeşlerin annesi Olga Nine de bu köye Kars`ın Arpaçay ilçesinden gelin gelmiş. Almanlar çeşitli nedenlerden dolayı başta Almanya ve Rusya olmak üzere küçük bir gurup da İstanbul’un Polenezköy ilçesine göç etmiş. Bu göçlerin ardından Albuk ailesi de göç etmeyerek aynı köyde yokluk içerinde günümüze kadar yaşamaya devam etti. Bu nedenle boşalan köye dağ köylerinden gelen Türkmen Aleviler yerleşmiş. Bayramlarda ve pazar günleri ise bu evde halen Türkçe İncil okunur. Ailenin komşularla arası çok iyi, hiç kimse tarafından ayrım görmediklerini söylüyorlar.
Altı kişiden oluşan ailenin en büyüyü olan baba, 12 yıl önce yaşamını yitirdi. Vasiyeti üzerine de bu mezarlığa gömülmek istedi. Ayrıca eşi Olga’da bu vasiyet üzerine 5 ay önce vefat etti ve oğulları tarafından baba Fredirik’in yanına gömüldü.
KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA KURULU’NUN DİKKATİNE SUNULUR!
BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN SÖZ KONUSU GENELGESİ:
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Resmi Gazetenin 13 Mayıs 2010 tarihli, 27580 Sayılı ve 2010/13 NO’lu Başbakanlık genelgesine göre; Anayasamızın eşitlik ilkesi çerçevesinde; ülkemizde yaşayan gayrimüslim azınlıklara mensup Türk vatandaşları, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi, ayrılmaz parçası oldukları ulusal kültür ve kimlik yanında, kendi kimlik ve kültürlerini yaşama ve yaşatma imkanına sahip bulunmaktadırlar.
Bu vatandaşlarımızın Devlet önündeki iş ve işlemlerinde kendilerine güçlük çıkarılmaması, haklarına halel getirilmemesi, ilgili mevzuat gereği olduğu gibi, Devletimizin ve Türk ulusunun bir parçası olduklarının kendilerine hissettirilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.
Son yıllarda sürdürülen demokratikleşme çalışmaları çerçevesinde ülkemizdeki gayrimüslim azınlıkları ilgilendiren konularda yapılan düzenlemelere rağmen, uygulamadan kaynaklanan bazı sebeplerle bu konudaki sorunların tam anlamıyla giderilemediği görülmektedir.
Bu itibarla, kontrolü belediyelere geçmiş olan gayrimüslim mezarlıklarının korunma ve bakımı konularında gereken özenin gösterilmesi, gayrimüslim cemaat vakıfları lehine sonuçlanan mahkeme kararlarının tapu dairelerince hassasiyetle uygulanması, taviz bedeli ile ilgili uygulamalarda mağduriyetlere sebep olunmaması, T.C. vatandaşı gayrimüslim cemaat liderlerinin protokol uygulamalarında statülerine uygun bir şekilde konumlandırılmaları, gayrimüslim cemaatler aleyhine yapılan kin ve düşmanlığı teşvik edici yayınlara karşı gerekli yasal işlemlerin derhal başlatılması gibi uygulamalar örnek olmak üzere, gayrimüslim azınlıklarla ilgili tüm uygulamalarda yukarıda bahsedilen bilinçle hareket edilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede, ilgili kurum ve kuruluşların bu konuda uygulamadan kaynaklanabilecek sorunların tam anlamıyla giderilmesi için gereken hassasiyeti göstermeleri hususunda bilgilerini ve gereğini önemle rica ederim.”
http://www.siyasalbirikim.com.tr/haber.php?haber_id=12098