Hem Azerbaycan'da hem de Ermenistan'da muhalefetin hareketlenmesi gözlerin yeniden bu bölgeye çevrilmesine neden oldu

Güney Kafkasya'da sular kaynamaya başladı. Azerbaycan ve Ermenistan muhalefeti eylem kararlarından vazgeçmeyi düşünmüyor. Azerbaycan bölgelerinde yaşanan gösteri dalgası günler öncesinden Bakü'ye ulaşmış durumda. 11 Mart tarihi Facebook sosyal paylaşım sitesi aracılığıyla Milli Halk Günü ilan edilmiş ve şehrin çeşitli noktalarında gençler sokağa çıkmıştı. Ertesi gün ise muhaliflerin alternatif meclisi İctimai Palata içerisinde yer alan muhalefet partisi Musavat gösteri yapmaya çalışmış ve şehir merkezi göstericilerle emniyet birimleri arasında çatışmalara sahne olmuştu.

Ülke genelinde düzenlenen Nevruz kutlamalarına rağmen bölgelerden eylem haberleri gelmeye devam etti. Bakü'nün Türkan ve Nardaran köyleri eylemlere destek verdi. Bunun yanı sıra Sabirabat ve Saatlı bölgelerinde de yeni gösteriler düzenlendi. Son günlerde ise Azerbaycan Halk Cephesi partisi 2 Nisan tarihinde gösteri kararı aldı. Parti başkanı Ali Kerimli'nin konu hakkında açıklama yapmasından sonra gösteri İctimai Palata'nın da gündemine taşındı. Hatırlanacağı üzere daha önce 12 Mart Musavat gösterisine sadece siyasi ve manevi destek kararı çıkmış ve neticede eylem beklenen etkiyi doğurmamıştı.

İctimai Palata'nın son toplantısında partiler 2 Nisan mitingini ortak bir şekilde düzenleme kararı aldı. Muhalifler şehrin merkezi meydanlarının birisinde gösteri düzenlemek için Bakü şehir valiliğine mektup gönderdi. Valiliğin 12 Mart gösterisinde olduğu gibi şehir dışında bir yeri uygun görmesi bekleniyor. Ancak muhalifler valiliğin kararı ne çıkarsa çıksın gösteri yapma konusunda kararlı olduklarını çeşitli vesilelerle dile getirmeye başladı.

ERİVAN'DA DA DURUM GERGİN

Azerbaycan'da yaşanan siyasi gelişmelere paralel olarak Ermenistan'da da muhalifler sokağa çıkmaya başladı. 17 Mart tarihinde sokağa dökülen muhalifler Sarkisyan hükümetinin istifasını talep etmekte. Azerbaycan muhalefetinden farklı olarak çok daha etkili konuma sahip Ermeni muhalifler binlerce insanı göster meydanında toplamayı başardı. 17 Mart gösterisi Matenadaran meydanında başladı ve Özgürlük meydanında son buldu.

Muhalefet 1 Mart 2008 kanlı olaylarından sonra ilk defa Özgürlük meydanına geri dönme kararı aldı. 2008 yılında yaşanan kanlı olaylar sonrasında emniyet birimleri ile çatışmalar yaşanmış ve netice 10 kişi hayatını kaybetmiş yüzlerce insan ise yaralanmıştı. Muhalefetin Sarkisyan'ın devlet başkanı seçildiği seçimin sonuçlarını kabul etmemesi sonuç doğurmamıştı. Bundan sonra Özgürlük meydanı üç yıl muhaliflere kapalı tutuldu. Gösteriler sırasında açıklama yapan muhalif Ermeni Kongresinin (ANK) lideri eski devlet başkanı Levon Ter-Petrosyan şu anda ülkenin sosyal patlamanın eşiğine geldiğini ve Orta Doğu'da yaşanan halk ayaklanmalarının ülkesinde de tekrarlanabileceğini savundu.

Ermenistan'da son olaylar eski dışişleri bakanı şu anda ise meclis muhalif grubu "Miras"ın lideri Raffi Ovannisyan'ın Özgürlük meydanında açlık eylemi ilan etmesiyle başladı. Ovannisyan aynı zamanda ABD vatandaşlığı da taşımakta. Eski bakanın açlık eylemi ve diğer Ermeni muhaliflerinin Mart ayının başlarında ileri sürdüğü talepler beklendiği gibi Sarkisyan tarafından yerine getirilmedi. Sarkisyan sadece emniyet birimlerinde reform yapılacağına dair söz vermekle yetindi. Bu arada içişleri bakanı Alik Sarkisyan muhaliflerin ayaklanma çağrılarına sert bir şekilde tepki göstererek gerekli önlemlerin alınacağını duyurdu.

Her iki ülkede yaşanan gelişmeler önümüzdeki günlerde sıcak gelişmelerin yaşanabileceğinin sinyalini vermekte. Muhalifler kesin talepler ileri sürüyor ve halk desteği artırıyor. Azerbaycan ve Ermenistan halkını iktidar aleyhinde birleştiren ortak nokta ise sosyal sorunlar olarak öne çıkıyor. Bunun yanı sıra her iki ülke muhalifleri Karabağ sorunun çözümsüzlüğünden rahatsızlık duyuyor.

RUS ETKİSİ

Bu arada yaşanabilecek muhtemel halk ayaklanmasının iç savaşa dönüşebileceği endişesi de sıkça dile getirilmeye başlandı. Bu durumda ise batı ülkelerinden ziyade Rusya'nın bölgeye askeri müdahalesi gündeme taşınabilir. Irak, Afganistan ve son olarak da Libya konusunda Rusya'nın uyarılarını hiçe sayan batı ittifakı aslında Kremlin sarayına da önemli bir teşvik unsuru verdi.

Kremlin sarayının özellikle Azerbaycan'da iç çatışma çıkarmak için son yıllarda önemli çabalar sarfettiği öne sürülüyor. Ülke genelinde yaşanan çeşitli saldırıların yanı sıra Karabağ'da da çatışmalar devam ediyor. Karabağ sorununun çözümsüzlüğe doğru devam etmesinin ve iç çatışmaların şu anda en fazla Rusya'ya yarayacağı kesin.